GİRİŞ
Tanrılara ayrılmış kutsal alanlar (esk. yun. temenos) zamanla dört bir taraftan bir duvarla (temenos ya da peribolos duvarı) sınırlanmış ve kutsal alana giriş, gösterişli mimariye sahip bir ana giriş kapısıyla (propylon/propyla, propylaion/propylaia ya da tetrapylon gibi) vurgulanmıştır[1] . Eski Yunanca bir terim olan propylaia, çoğul anlamıyla modern terminolojide gösterişli ana girişi vurgulayan kapı yapıları için kullanılmıştır[2] . Kelimenin çoğul kullanımı bu yeni inşa edilmiş kompleksin çok yönlülüğüne işaret eder[3] . Askeri amaçlı kullanım haricinde propylon’ların Eski Yunan mimarisinde MÖ 6. yüzyıldan itibaren önce kutsal alan kontekstinde alanın gösterişli girişini vurgulamak amacıyla ve MÖ 400’lerden itibaren ise agora’lar, gymnasion’lar, stadion’lar ya da toplantı mekanlarının girişlerini (Miletos Bouleuterion’u ve Nysa Gerontikon’u propylon’ları gibi) vurgulamak amacıyla kamusal kontekstlerde kullanılmıştır[4] . Her iki kullanımın da Roma İmparatorluk Dönemi boyunca da devam ettiği görülür.
Kutsal alan kontekstinde bu türün hiç şüphesiz en gösterişli örneğini, MÖ 437-432/31 yıllarında Atina Akropolisi’nde Mimar Mnesikles tarafından inşa edilen Propylaion[5] oluşturur. Atina Akropolisi’nin girişini vurgulayan Mnesikles’in Propylaion’u, MÖ 6. yüzyılın sonuna tarihlenen ve Pers Savaşları sırasında tahrip olan gösterişli bir propylon’un yerine inşa edilmiştir[6] . Mnesikles’in bu kapı yapısı, bir kutsal alanın temsili giriş kapısı olarak kopyalanan bir model hâline gelmiştir. Özellikle Eleusis’deki Demeter ve Kore Kutsal Alanı Propylaion’u, Atina Akropolis’indeki Mnesikles’in Propylaion’ununu birebir kopyalamıştır[7] . Bu model yapı kompleksinin etkileri MÖ 185/180 yıllarına tarihlenen Samothrake’deki Kutsal Alanı’nın kanatlı kapı yapısında[8] ve Rodos Adası’ndaki Lindos Athena Kutsal Alanı’nın Propylaion’unda da görülür[9] . Ancak Pergamon Athena Kutsal Alanı’na girişi oluşturan kapı yapısı, var olan Hellenistik çok katlı bina geleneğini sürdüren; üst üste dor ve ion düzeni sıralamasıyla iki katlı bir cephe mimarisine sahiptir[10]. Benzer bir uygulama MS 120’li yıllarda Miletos’ta Delphinion, geniş gösterişli bir cadde, gymnaison, üç katlı aedikula mimarisine sahip bir nymphaeum ve bouleuterion’un gibi yapıların dahil olduğu temsili binalar topluluğunun bir parçası olan Güney Agora’nın kuzey kapısında (Markttor)[11] arttırılmış görselliğiyle öne çıkar. Böyle bir anıtsal girişe Hellenistik Dönem’in ünlü Mimarı Hermogenes’in eseri olan Dionysos Kutsal Alanı ancak Augustus Dönemi’nde kavuşmuş gibi görünmektedir.
Dionysos Kutsal Alanı Araştırmaları ve Propylon’un Keşfi
İonia Bölgesi’nin 12 kentinden biri olan Teos, 18. yüzyılın başlarından itibaren Batılı araştırmacı ve gezginlerin ilgi odağı olmuştur[12]. İlk kez İngiltere’nin İzmir (Smyrna) Konsolosu ve Botanikçi William Sherard 1709 ve 1716 yıllarında Teos’a uğrayarak, kentteki yazıtların kopyalarını almıştır[13]. Daha sonra Hollanda Krallığı’nın İzmir Konsolosu Daniël Alexander de Hochepied, Teos yazıtlarını incelemenin yanı sıra, 1732 yılında Dionysos’a atfedilen kollosal bir heykel başını İzmir’de satın alarak ülkesine götürmüştür[14]. Kentteki ilk arkeolojik kazı ve araştırmalar, 1764-1765 yıllarında İngiliz Dilettanti Cemiyeti (Society of Dilettanti) adına Richard Chandler ve Nicholas Revett tarafından gerçekleştirilmiştir[15]. 1862 yılında Richard Popplewell Pullan, aynı kurum adına Dionysos Tapınağı’nda kazı çalışmalarına devam etmiştir[16]. 1924 ve 1925 yıllarında Fransız araştırmacılar Yves Béquignon ve Alfred Laumonier, ağırlığını Dionysos Tapınağı’nın oluşturduğu sondajlarla kazı çalışmalarına devam etmişlerdir[17]. Türk bilim insanları ancak 1962 yılında Teos’taki kazı ve araştırmalara dahil olmuşlardır. 1962-1967 yıllarında Ankara Üniversitesi’nden Yusuf Boysal ile Baki Öğün, Dionysos Tapınağı’nın özellikle batısında kazı çalışmalarını sürdürmüşlerdir[18]. 1980- 1992 yıllarında Mimar Duran Mustafa Uz, hem Dionysos Tapınağı’nda, hem de Akropolis’teki tapınakta sınırlı sondaj çalışmaları yapmış ve “Teos’taki Dionysos Tapınağı” isimli doktora tezini tamamlamıştır[19]. 1764 yılında başlayan ve uzun aralıklarla kesintiye uğrayan Hellenistik Dönem’in ünlü Mimarı Hermogenes’in eseri olan Dionysos Tapınağı üzerine yapılan araştırmalarda, pronaos, naos ve opisthodomos’tan oluşan üç bölümlü naos ve naos’u çevreleyen ion düzeninde 6 x 11 sütunlu bir peripteral tapınak söz konusudur. Ayrıca kutsal alan içerisinde yer alan bu peripteral tapınağı yamuk (trapez) biçiminde bir temenos duvarının çevrelediği ve temenos duvarının iç kısmına birleşen stoa’ların varlığı tespit edilmiştir. Ancak kutsal alanın girişini vurgulayan ana giriş kapısının (propylon) varlığına dair herhangi bir arkeolojik ya da epigrafik veriye güncel araştırmalara kadar ulaşılamamıştır (Plan 1). Fransız araştırmalarında temenos’un kuzeydoğu köşesi, bir sondajla tespit edilmiş olmasına karşılık tapınağın doğusunda merkezi aks üzerinde ve doğu stoa’ya bitişik olası bir giriş kapısının varlığı yoğun zeytin ağaçlarından dolayı araştırılamamıştır.
Makalenin yazarı tarafından Teos’ta 2010 yılında yeniden başlatılan kazı, belgeleme, koruma ve onarım çalışmaları kapsamında tüm kent dokusunun anlaşılabilmesi için kenti çevreleyen Hellenistik sur içerisinde ve dışında kalan alanda jeofizik çalışmalarına (jeomanyetik, jeoradar ve elektrik özdirenç yöntemleri) ağırlık verilmiş ve yaklaşık 40 hektarlık bir alan jeomanyetik olarak taranmıştır.[20] 2012 yılında Dionysos Tapınağı’nın bulunduğu 85 ada 40 ve 7 parsellerin doğusunda kalan ve yüzeyde hiçbir arkeolojik verinin görülmediği 85 ada 8 ve 9 parsellerde doğu temenos duvarı ile olası propylon yapısının tespiti için hem jeomanyetik hem de jeoradar yöntemi kullanılmıştır (Foto 1). Jeofizik sonuçlarına göre söz konusu parsellerin sadece batı sınırında ve doğu-batı yönlü Dionysos Tapınağı’nın merkezi aksında kuzey-güney yönde dikdörtgen bir yapının varlığı tespit edilmiştir. Bu jeofizik belirtilerin (anomali) hem Dionysos Tapınağı’nın doğu cephesi önünde merkezi konumu hem de kuzey-güney yönde tapınak cephesine paralel oluşu, bu belirtinin kutsal alana girişi sağlayan ana kapı yani bir propylon olduğu konusunda düşüncelerimizi güçlendirmiştir. Ayrıca jeofiziksel belirtiler haricinde tapınağın doğusundaki yaklaşık bir hektarlık alanda hiçbir arkeo-jeofiziksel belirtinin olmayışı, kentte her yıl kutlanan Dionysia ve Anthesteria gibi dini bayramlarda bu alanın açık bir meydan olarak kullanılmış olabileceğine ve belki de hiç yapılaşmaya açılmadığına işaret etmektedir[21].
Hem arkeo-jeofizik araştırmaların sonuçlarını teyit etmek hem de olası propylon’un varlığını ortaya koymak amacıyla 2012 yılında bir sondaj (P1) açılmış ve propylon’un yeri tespit edilmiştir. Ardından 2015 yılında propylon’un arkeolojik kazılarla tamamen ortaya çıkarılması için 6 sondaj (P2-P7) ve 2020 yılında yapının plan ve cephe restitüsyonu ile tarihlenmesi için bir sondaj (P8) daha açılarak söz konusu problemlerin çözümü aranmıştır (Foto 2-3)[22]. Üç dönem hâlinde sürdürülen kazı çalışmalarında 12,20 m uzunluğunda ve 7,15 m genişliğinde ve doğu tarafında 7 merdiven basamağının bulunduğu yapının temel blokları haricinde yapının cephesine ait çok sayıda gri mermerden mimari blok belgelenmiştir (Foto 4-5, Plan 2a-b). Özellikle Latince yapı yazıtını taşıyan üç fascia’lı arşitravlara ait birçok parçanın yanı sıra tümlenebilen iki arşitravın da ele geçmiş olması yapının tarihlenmesinin yanı sıra hem plan hem de cephe restitüsyonunu mümkün kılmıştır[23].
Propylon cephesinin yaslandığı arka duvar ile doğu temenos duvarı organik olarak iç içe geçtiğinden yani aynı duvarı kullandıklarından zamansal olarak aynı yapı programı dahilinde inşa edilmiş olmalıdırlar. Ancak propylon’un merkezî sütun aksı doğu stoa’nın merkezî sütun aksından daha dardır. Bu durum her ne kadar yapısal olarak birliktelik oluştursalar da planlama açısından merkezi aksların eşit mesafede olmaması çelişki yaratmaktadır. Hemen hemen tüm mermer kaplamaları sökülmüş olan propylon’un merdivenli alt yapısını oluşturan temel blokları ile doğu temenos duvarıyla birleştiği kuzeybatı köşede 2,20 m uzunluğunda gri mermerden dört blok in situ koruna gelmiştir. Mükemmel taş yüzey işçiliğine sahip olan söz konusu bloklar propylon’un çok özenli ve zengin işçiliğine işaret etmektedir (Foto 4).
Plan Restitüsyonu
Propylon’un restitüte edilen 12,20 m uzunluk ve 7,15 m genişliğindeki dikdörtgen temel kalıntısı, doğu uzun kenarın sadece orta kısmında 23,5 cm yüksekliğinde ve ortalama 36 cm genişliğinde 7 basamağa sahiptir (Foto 5). Söz konusu merdiven basamaklarının kuzeyde ve güneyde 2,90 m’lik bir kısmı haricinde sadece orta kısmında devam ediyor oluşu, plan bakımından yapı yazıtıyla MÖ 4/3 yılına kesin olarak tarihlenen Ephesos Mazaeus-Mithridates Kapısı[24] ile Tetragonos Agora’sının Batı Kapısı (Augustus Dönemi)[25], Aphrodisias’daki Sebasteion’un propylon’u (Tiberius Dönemi)[26] ve Miletos Güney Agora kapısından (Markttor, MS 120-130) bildiğimiz her iki kısa kenarında öne doğru çıkan kanatlara sahip U-planlı bir plana[27] işaret eder (Plan 3a). Ephesos Tetragonos Agora’nın Batı kapısında (propylon) olduğu gibi, Dionysos Propylon’unun 7 basamaklı merdivenli girişi, yükseltilmiş gösterişli bir alt yapı üzerinde yükselmektedir. 2020 yılı kazılarında propylon’un merdivenli girişinin önünde (kuzeydoğusunda) gerçekleştirilen kazı çalışmalarında (P8 açması) bulunan 91 ve 133 numaralı cephe arşitravları önerilen U-planı teyit etmenin yanı sıra sütun asklarının tespitini de mümkün kılmıştır (Foto 3 ve 5, Plan 3a). Böylece burada yapıyı her iki uçtan sınırlayan çift sütunlu ve öne doğru çıkıntı yapan U-biçimli birer kanat, 7 basamaklı merdivenli bir giriş ve merdivenli girişin bitimindeki dört sütun ile cephesinde toplam 6 sütuna sahip bir propylon söz konusudur (Plan 3a). 6 sütunlu cephesiyle propylon, Hadrianus Dönemi’nde tamamlanan Dionysos Tapınağı’nın 6 sütunlu doğu cephesiyle mimari açıdan uyumludur. Çok basamaklı merdivenin bitimindeki dörtlü sütun, propylon’a üçlü geçiş sağlar. Olasılıkla bu açıklıklar doğu stoa’ya geçiş için propylon’un arka duvarında tekrarlanmıştır. Kutsal alanı doğudan sınırlayan temenos duvarına bitişik doğu stoa’nın stylobat düzlemi ile (+5,409 m) aynı kotta olan propylon stylobatı, 7 basamaklı merdivenli bir girişin ardından propylon’un içerisine ve oradan da doğu stoa’ya kademesiz bir geçiş sağlamış olmalıdır. Propylon’un U-biçimli ve ikişer sütunlu kanatları ise stylobat’ın üst kotuna kadar 1,76 m’lik bir podyum üzerinde bir bastion gibi yükseliyordu. U-biçimli kanatları sadece bir basamak sırası çevreliyor olmalıydı (Plan 3a-b).
Üç parçadan tümlenen 131 numaralı cephe arşitravı, toplam 261,5 cm uzunluğunda ve aedikula mimarisinde olduğu gibi simetrik kesime sahiptir (Plan 3a). Cephesinde olduğu gibi her iki kısa kenarında da üç fascia ve profilli arşitrav tacı bulunur. Söz konusu simetrik kesim ve profillerin arşitravın her iki kısa kenarında da devam ediyor oluşu, söz konusu cephe arşitravının hem sol arka hem de sağ arka köşesine propylon’daki olası yerine göre güney ve kuzey arka köşesine birer arşitrav daha birleştiğine işaret etmektedir (VIII. Aks). Yine 2020 yılı kazılarında P8 açmasında yan yana bulunmuş olan 91 numaralı arşitrav bloğunun hem profili hem de üst yüzeyindeki her iki kenet yuvasının, 131 numaralı arşitrav bloğunun sol üst yüzeyindeki kenetlerle birebir uyuşması, 91 numaralı bloğun 131 numaralı bloğun sol (güney) köşesine birleşeceğini göstermektedir. Böylece kuzey-güney yönde 189 cm ve doğu-batı yönde 222 cm uzunluğunda iki sütun aksının kullanılmış olduğu ortaya çıkmaktadır (VII. ve VIII. Akslar). Böylece kuzey kanat sütun aks mesafesinin (interaksial) 225 cm uzunluğundaki doğu stoa interaksialine göre 43 cm daha kısadır. Kuzey ve güney kanat arasında 7 basamaklı merdivenin bitiminde farklı aks mesafelerine sahip iki sütun daha yer almış olmalıdır (IV-VI. Akslar). 91 numaralı arşitravın güneybatı köşesinin 45 derecelik açılı kesimi, buraya simetrik kesimli bir aşitravın birleşeceğini göstermektedir. Her ne kadar Latince yapı yazıtını taşıyan arşitrav parçaları ele geçmişse de sadece 32 numaralı arşitravın sol (güney) kısa kenarı sağlam korunagelmiştir (Plan 3a). Uzun kenara dik açılı düz kesime sahip söz konusu cephe arşitrav parçası, önerilen yapı yazıtının restitüsyonundan dolayı propylon’un V. sütun aksında yer almalıdır. 91 ve 133 numaralı kuzey kanat cephe arşitravlarının yapı yazıtı taşımaması nedeniyle simetrik planlamadan ötürü güney kanat arşitravlarında da yazıt olmamalıdır. Parçalar hâlinde ele geçen yapı yazıtı, sadece propylon’un merdivenli girişindeki içerlek kısmındaki arşitrav üzerinde restitüte edilebilir (Foto 7, Plan 3a-b). Üç cephe arşitravını içeren toplam 6,46 m uzunluğundaki bu içerlek kısım restitüte edilen yapı yazıtı için yeterli bir alan sunmaktadır.
Hiçbir stylobat bloğunun in situ korunmadığı ve yapıda sürdürülen arkeolojik kazılarda tam aks mesafesi (boyunduruk) verecek herhangi bir yazıtlı arşitravın günümüze ulaşmaması nedeniyle, içerlek kısımdaki IV., V. ve VI. sütun aksları ancak doğu stoa’nın sütun boyunduruğu yardımı ile restitüte edilebilmektedir. Kuzeydeki birinci kaideden dokuzuncu kaideye kadar Doğu stoa’nın sütun aksları in situ stylobat blokları üzerindeki izlerden 2,25 m ölçülmüştür. Doğu stoa’da sadece 9. ve 10 sütun kaidelerinin 3,13 m’lik merkezi aks mesafesi (interaksial/ boyunduruk) hem propylon’un hem doğu stoa’nın hem de Dionysos Tapınağı’nın doğu-batı aksındaki merkezi aksını oluşturduğu için diğer akslardan daha geniş tutulmuştur (Plan 3a). Doğu stoa’nın kuzeyden güneye doğru 8. sütun kaidesi propylon’un kuzey kanadının güney sütunları ile aynı aks üzerine oturmaktadır. Doğu stoa’nın 9. sütunu ile propylon’un içerlek kısmındaki 2. sütunun aynı aks üzerinde olduğu kabul edilirse, propylon’un VI. sütun aksı doğu stoa’da olduğu gibi 2,25 m olmalıdır. Yapı simetrik olarak kabul edildiğinde söz konusu aks sisteminin propylon’un güney kanadındaki I., II., III. ve IV. sütun akslarında da tekrarlanmış olmalıdır. Bu durumda propylon’un I=IX, II=VIII, III=VII ve IV=VI. aksları birbirlerine eşit olmalıdır. Buna göre propylon’un merkezi boyunduruğu için (V) 2,72 m’lik bir mesafe kalır. Mnesikles’in Atina Akropolis’indeki Propylaion’unda olduğu gibi girişi vurgulamak amacıyla daha geniş tutulan merkezi aks (boyunduruk)[28], diğer propylon’larda da görüldüğü üzere Teos Dionysos Kutsal alanı Propylon’unda da kullanılmıştır. Ancak bu durumda propylon’un içerlek kısmındaki son iki sütun, doğu stoa’nın 10. ve 11. sütunları ile aynı aks üzerinde yer almayacaktır. Ancak bu durum görünüş ve kullanım açısından rahatsız edici değildir. V. boyunduruğun güney sütunu doğu stoa’nın 10. sütun aksına kaydırıldığında boyunduruk doğu stoa boyunduruğuna eşit olacaktır ancak IV. boyunduruk çok daralacak hem kullanım hem de simetrik görünüş rahatsız edercesine bozulacaktır. Propylon’un bu tasarımı belki de trapez biçimli temenos planı ile açıklanabilir.
Orta bölümü merdivenli ve U-planlı propylon, üç açıklıkla önce dikdörtgen bir hole ve ardından yine üç açıklıkla doğu stoa’ya giriş sağlar. Aynı stylobat düzlemini kullanan propylon ve doğu stoa, doğu stoa’nın arka duvarında (doğu temenos duvarı) büyük olasılıkla iki serbest paye ile üç açıklık (X, XI ve XII. boyunduruk) oluşturularak doğu stoa’ya bağlanmış olmalıdır. Propylon’un kuzeybatı ve güneybatı köşeleri ise L-biçimli birer duvarla güçlendirilmiş olmalıdır. Miletos Güney Agora’nın kuzey kapısında (Markttor)[29] olduğu gibi hem doğu yöne bakan kanatlardaki duvar uçları hem de doğu stoa arka duvar açıklığı her iki yönde duvar plasterleriyle vurgulanmış olmalıdır (Plan 3a-b). Ne yazık ki kazılarda plasterlere ilişkin hiçbir mimari parça ele geçmemiştir.
Dionysos Kutsal Alanına ana girişi oluşturan propylon, yaklaşık bir nesil sonra inşasına başlanılan Aphrodisias Sebasteion’unun propylon’u ve Hadrianus Dönemine tarihlenen Miletos’daki Güney Agora’nın kuzey kapsına (Markttor) plan ve merkezdeki büyük kesik üçgen alınlık düzenlemesiyle benziyor olsa da tek katlı olması açısından farklıdır.
Cephe Restitüsyonu
2012, 2015 ve 2020 yıllarında toplam 8 açmada (P1-P8) sürdürülen kazı çalışmalarında propylon’un cephesine ait az sayıda mimari blok ele geçmiştir (Foto 2-5). Ele geçen söz konusu bloklarla propylon’un cephe restitüsyonunu yapmak mümkündür. Bu bloklar arasında iki adet attik-ion kaide (P27 ve P157), üç arşitrava ait 7 yazıtlı arşitrav parçası (P32, P111-P113, P154-P156), 2 adet 24 yivli ion sütun tamburu (P120 ve P150), 1 adet beş parça hâlinde korinth başlığı (P152), 5 adet yazıtsız arşitrav (P53, P77, P91, P94, P133), 10 adet düz friz bloğu (P49, P121-P123, P127, P132, P135, P142, P145-146), 5 adet yatay diş sırası geison bloğu (P41, P79, P119, P124, P128), 2 adet eğimli diş sırası geison bloğu (P86, P125) ve 2 adet düz tympanon bloğu (P39, P116) bulunur (Foto 6-7).
27 cm yüksekliğinde attik-ion kaideler üzerinde 24 yiv ve sete sahip ion sütunları 59,5 cm yüksekliğindeki (2 Roma Ayağı) korinth başlıklarını taşımaktaydı (Foto 6). Tam bir sütun gövdesi oluşturacak yeteri sayıda tambur ele geçmediğinden sütun yüksekliği ancak alt çapa oranlanarak hesaplanmaktadır. Korinth başlıklarının üzerinde 41 cm yüksekliğinde üç fascialı bir arşitrav (Foto 7), 31 cm yüksekliğinde düz bir friz ve 23 cm yüksekliğinde diş sırası geison bloğundan oluşan üst yapı yükselmektedir. İkişer adet tympanon ve eğimli geison bloğunun ele geçmiş olması propylon’un bir üçgen alınlıkla sonlandığına işaret eder. Tek katlı olan Dionysos Propylon’u, büyük olasılıkla Aphrodisias Sebasteion’unun Propylon’u veya Miletos’daki Güney Agora kapısının (Markttor) merkezinde olduğu gibi her iki kanattan başlayıp merkeze doğru yükselen, kanatların iç yüzünde merdivenlerin bitimine doğru içeri çekilen ve propylon cephesinin merkezinde mahya oluşturan kesik üçgen alınlığa sahip olmalıdır (Plan 3a-b).
Tarihleme
2012 ve 2015 yılı çalışmalarında Latince yapı yazıtını taşıyan üç fascialı arşitrava ait beş parça ele geçmiştir[30]. Yapı yazıtının sağ kısmını oluşturan bir arşitrav parçası üzerinde C] OS • XII • DE[signatus] (12. Konsul) ve diğer dört parça üzerinde ise TRIBVNIC[ia] • POTES[tate] harfleri gün yüzüne çıkarılmış ve kırık kırığa tümlenmiştir (Foto 7). Her ne kadar 12. kez konsüllük görevini ilk İmparator Augustus ve ardından 8. Roma İmparatoru Domitian elde etmiş ise de mimari bezemenin stilinden propylon’un Augustus Dönemi’nde (MÖ 5) yapılmış olacağı ileri sürülmüştür[31]. 2020 yılı kazıları özellikle Latince yapı yazıtının eksik olan kısımlarının tamamlanmasına ve restitüsyonu için gerekli olan mimari blokların gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. Bu çalışmalarda büyük çoğunluğu propylon’un cephesine ait toplam 38 mimari blok ile …]IVS, O ve B]V harflerini içeren Latince 3 yazıt parçası daha ele geçmiştir. 2015 yılı kazı sezonunda bulunan TRIB[.. yazılı arşitrav parçasına sol üst köşesinde sadece B harfinin üst yayı korunmuş olan 2020 buluntusu parça BV kırık kırığa uymuş, kelime TRIBV olarak tamamlanmıştır. Bu parça yine 2015 yılında bulunan ve üzerinde NIC • P yazılı arşitrav parçası ile kırık kırığa birleştiğinden TRBVNIC • POTES kelimeleriyle 2015 ve 2020 yılı propylon kazılarında bulunan üç parça ile tamamlanmıştır. Ayrıca üç harften oluşan diğer bir yazıt parçası daha ele geçmiştir. VS harflerinden önceki harfin sadece alt kısmı koruna gelmiştir. Söz konusu harf I ya da T olmalıdır. TRIBVNIC kelimesinde T ile R arasındaki mesafe 7,5 cm iken V ile sadece alt kısmı korunmuş olan harf arasındaki mesafe 6 cm’dir yani burada 1,5 cm daha az mesafe söz konusudur. Bu durumda söz konusu kelime, MAXI]MVS ya da AVGVST]VS olarak tamamlanabilir. Üzerinde sadece O harfi korunan parça olasılıkla PONTIFEX kelimesine ait olmalıdır. Buna göre propylon’un merdivenli girişinin üzerindeki toplam üç arşitrav üzerine yazılmış olan Latince yapı yazıtı, 2020 yılı buluntularına göre aşağıdaki gibi tamamlanabilmiştir (Foto 7, Plan 3)[32[:
IMP • CAESAR • AVGVSTVS • ¦COS • XII • DESIG • XIII PONT • MAXIMVS • IMP • ¦XIIII • TRIBVNIC· • POTES • XX
[Imp(erator) Caesar Augustus ¦co(n)s(ul) XII desig(natus)[XIII pont(ifex) maximus imp(erator) XIIII?] tribunic(ia) potest(ate) [XX?]
“İmperator Caesar Augustus, on ikici kez konsül olup on üçüncü kez konsüllüğe seçilmiş bulunan, baş rahip, on dördüncü kez imparator olarak selamlanmış, yirminci kez tribunus yetkisiyle donatılmış (yaptırdı)”.
Dionysos Kutsal Alanı Propylon’u hem söz konusu yazıtın içeriği hem de korinth başlığının stili Augustus Dönemi’nde işaret etmektedir. Her ne kadar İmparator Domitianus art arda XII. ve XIII. kez konsül olmuş ise de XIII. kez designatus, unvanları arasında bulunmaz. Augustus, MÖ 5 yılının 1 Ocak-11 Nisan sonrasında (31 Temmuz?) XII. kez konsül ve MÖ 3 yılında XIII. kez designatus[33] seçildiği için, propylon yazıtı daha önce önerilen MÖ 5 yılı değil[34] daha kesin olarak MÖ 3 yılına tarihlenmelidir.
2020 yılı kazı çalışmalarında önceki yıllarda propylon’da bulunmuş olan korinth başlığının bir köşe volütü ile volütü alttan destekleyen yaprak parçasına ek olarak aynı başlığa ait alt yaprak çelenk sırasından abakus çiçeğine kadar başlığın tüm yüksekliğini tamamlayan dört parça ve iki köşe parçası daha ele geçmiştir (Foto 6). Dört parçanın tümlenmesiyle başlığın yüksekliği 59,5 cm olarak tespit edilmesine karşılık abakus levhası üzerindeki dairesel scamilli impares işçiliğinden en azından arşitravın başlık üzerine oturacağı alan 52 cm olarak hesaplanmaktadır. Bu ölçü propylon’a ait arşitravların alt genişlikleri ile uyumludur. Her ne kadar korinth başlığı, parçalar hâlinde ele geçmiş olsa da hem ölçüsü hem de stilistik özellikleri nedeniyle propylon’a ait olmalıdır. Bu durum propylon’un korinth düzeninde başlıklara sahip olduğunu göstermenin yanı sıra korinth başlığının stili Latince yapı yazıtı ile elde edilen MÖ 3 tarihiyle de uyumludur. Akanthus yapraklarının yüzeysel işçiliği, yaprak bölümlerinin kaburgalı yapısı, parmak uçlarının belli belirsiz üçgen biçimli gözler hâlinde sonlanması ve bu gözlerin tırnak gibi parmakların içine doğru girmesi, yivli caulis sapı ve bezemesiz caulis bileziği Roma Forum Romanum’daki Augustus Kemeri (MÖ 29) ya da Parth Kemeri’nin (MÖ 19) korinth başlıklarında[35] benzerlerini bulur. Ayrıca MÖ 1. yüzyılın 3. Çeyreğine[36] ya da biraz daha sonrasına MÖ 1. yüzyılın sonu-MS 1. yüzyılın başlarına[37] stilistik olarak tarihlenen Priene Athena Kutsal Alanı’nın Propylon’una ait korinth düzenindeki anta başlıkları hem diyagonal yükselen yivli caulis hem düz caulis bileziği, volüte kadar uzayan dış destek yaprağı ile küçük iç destek yaprağı ve zengin abakus profiliyle yapısal olarak benzerdir. Her iki yapının abakus levhaları dışa doğru oldukça taşkın yüksek bir içbükey profil, düz ince bir geçiş silmesi ve ardından 45 derece açılı ve düz silmeden oluşturulmuş bir profille sonlanmaktadır. Özellikle destek yaprağının dolgun parmakları, parmakların ucundaki yuvarlak gözler ve gözler arasındaki V-kesitli yapraklar ile volüt ve içbükey helices kanalını sınırlayan düz silme profili stilistik olarak benzerdir. Ancak Priene Athena Propylon’unda akanthus yapraklarının daha belirgin ışık gölge kontrastı yaratan işçiliği yaprakçıklar arasında oluşan damla biçimli gözler Dionysos Propylon’unkilerden oldukça farklıdır. MÖ 30-27 yıllarına tarihlenen Aphrodisias Tiyatrosu scaenae frons’una ait akroter’in[38] hem caulis’i hem caulis bileziği hem de caulis’ten çıkan akanthus yapraklarının işlenişi oldukça benzerdir. Sadece parçalar hâlinde korunmuş olan tek bir korinth başlığının stilistik ve ikonografik özellikleri Erken Augustus Dönemi’ne işaret etmektedir. Propylon kazılarında ele geçen Latince yapı yazıtının kesin olarak MÖ 3 yılına tarihlenmesinden dolayı söz konusu korinth başlığı için de Erken Augustus Dönemi’nin sonları önerilebilir.
Augustus, Res Gestae’in XXIV. Paragrafında[39] yaptığı işler arasında Asia eyaletindeki tapınaklardan bahseder: … Zaferimden sonra, Asya eyaletinin bütün kentlerinde bulunan tapınaklardaki süsleri geri yerine koydum. Bu süsleri, düşmanım tapınaklardan çalarak kendi kullanımına geçirmişti… Özellikle Augustus’un sadece Asia Eyaleti’nin tüm kentlerindeki tapınaklardan çalınan süslerin yerine koyması haricinde Priene Athena Kutsal Alanı Propylon’u[40], Magnesia Artemis Kutsal Alanı Propylon’u[41], Teos Agora’sındaki Tanrıça Roma ve Augustus Tapınağı[42], Dionysos Kutsal Alanı Propylon’u ile temenos stoa’larının tamamlanmasında önemli rol aldığı anlaşılmaktadır[43]. Belki de bu yüzden Teos sikkeleri üzerinde ktistes (kurucu)[44] olarak onurlandırılmıştır.
EKLER