Giriş
Para insanlığın ilk döneminde farklı çeşitlerde yaşamın çok önemli bir parçası olmuştur. Antik dönemde de durum böyledir. Sikke, arkeologlar ve sanat tarihçiler için önemli bir buluntu grubunu oluşturur. Tarih öncesi dönemden günümüze kadar çeşitli objeler, farklı toplumlarca para olarak kullanılmıştır. İnsanoğlunun avcı-toplayıcı yaşam biçiminden Neolitik Dönem’de kendi ürününü üreten ve ticaretini yapan topluluk düzenine geçilmesi, ticarette takas sisteminde bazı karışıklıklara ve zorluklara sebebiyet vermeye başlamıştır. Deniz ticaretinde gelişmiş bir toplum olan Lidyalılar, bu amaçla MÖ VII. yüzyılda altın ve gümüşten yapılmış sikkeyi ticarette kullanmaya başlamışlardır. Bu nedenle paranın Lidyalılar tarafından icat edildiği söylenmektedir.
Sikkenin ne zaman icat edildiği tam olarak bilinmemekle birlikte, bunun MÖ VII. yüzyılın sonuna rastladığı hususunda fikir birliği bulunmaktadır.[1] “Sikkenin icadı her ne kadar Lidya Krallığı’na mal edilse de ona kimlik ve model oluşturan Batı Anadolu’daki İyonya bölgesi kentleri olmuştur. Bu kentler Yunanistan’dan gelenlerce kolonize edilmişler ve Grek kültürü nüfuzu altında gelişmişlerdir. Kısa süre içinde sikke basımı Yunanistan’a, Ege ve Akdeniz’in geniş bir kesimine yayılmıştır. Bu sebeple Arkaik, Klasik ve Hellenistik Çağlarda basılan sikkeler Grek sikkeleri olarak isimlendirilmişlerdir.[2] ”
Roma sikkelerinin bilinen ilk örnekleri MÖ III. yüzyılın başlarına aittir. Roma’nın ticarette kullandığı ilk ödeme aracı Aes Signatum olarak adlandırılan ve dikdörtgen bronz formda parçalardır. Bizans sikkelerinin ilk basımı İmparator I. Anastasius ile görülür.
İlk Çağ uygarlıklarından itibaren hemen her toplum kendi sikkelerini basmaya ve ticarette kullanmaya devam etmiştir. Bu sebeple sikkeler ticari meta olmalarının yanı sıra toplumların inanç, kültür ve değerlerini yansıtan birer sanat eseri hâline dönüşmüştür. İlk İslâm sikkeleri Emevîler Dönemi’nde Muâviye b. Ebû Süfyân’ın halifelik zamanına (661-680) aittir[3] .
Kültürel birikimi zengin ve çeşitli olan Türk kavimleri, Anadolu’ya gelirken beraberlerinde İslamiyet öncesi göçebe geleneklerini de taşımışlardır. Anadolu’da karşılaştıkları toplulukların kültürlerinden etkilenmişlerdir. Bunun sonucunda kaçınılmaz olarak Anadolu Türk kültürü şekillenmiştir. Bu kültür kendisini her alanda göstermiştir. Bu alanlardan biri de sikkelerdir. Anadolu Selçuklu[4] , Beylikler Dönemi ve Osmanlı İmparatorluğu’nda[5] basılan sikkelerde ibtidâi hâllerinde en olgunlaşmış hâllerine kadar bu kültür birikiminin izleri görülmektedir.
Silifke Kalesi, Akdeniz sahillerinden İç Anadolu’ya geçişi sağlayan güzergâh üzerinde deniz ve kara ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunur. Sahilden gelen bu ticaret yolları Silifke üzerinden Karaman ve Anadolu’nun iç kesimlerine kadar uzanır. Dağlık Kilikya’nın güneyinde Göksu (Calycadnus) Nehri deltasının yakınında büyük bir tepe üzerinde yer alan kalenin doğusunda Antik Dönem’de Seleucia, günümüzdeki ismi Silifke olan modern bir ilçe yer alır. Silifke Kalesi’nin kurulduğu tepenin eteklerinde, Neolitik, Kalkolitik ve Eski/ Orta Tunç Çağı’na tarihlenen insan yerleşimine ait kalıntılar tespit edilmiştir.[6] Hitit İmparatorluğu kaynaklarında bahsedilen Ura adlı şehrin Silifke’ye lokalize edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Büyük İskender’in komutanlarından Seleukos Nikator MÖ 296 ile 280 yılları arasında bugünkü Silifke kentini kurmuştur. Burası siyasi, ticari ve jeopolitik konumunun da etkisiyle önemli bir merkez hâline gelmiş ve pek çok kez el değiştirmiştir. MÖ 188’de Roma İmparatorluğu’na geçmiş ve kentte günümüze de gelebilen pek çok yapı inşa edilmiştir. Silifke Kalesi de bu dönemde inşa edilmiştir. Hellenistik Dönem boyunca Seleukoslar tarafından yönetilen Silifke şehri kısa bir dönem Mısır’daki Hellenistik Ptolemaiosların hâkimiyeti altına girmiştir. Selevkos Kralı III. Antiokhos, Mısır hâkimiyetine son vererek Silifke’yi geri almıştır. Roma Krallığı ile mücadeleye girişen Selevkos Krallığı zayıflama sürecine girmiştir. III. Antiokhos’un soyundan Filipator, II. Dimitrius’un hâkimiyetleri dönemlerinde Selevkos Krallığı zayıflamaya devam etmiştir. Ptolemaios Krallığı’nın zayıflıklarını fırsat bilen Ermeni Kralı III. Tigranes döneminde Silifke Ermeni hâkimiyetine geçmiştir.[7] Hetum hanedanının 12. yüzyılda bölgede egemenlik kuran Rupenoğulları’nın yerine geçtiği kaydedilmiştir. Hetum, Franklarla ve Moğollarla anlaşma yoluna gitmiştir.[8] Silifke, 6. yüzyıldan 12. yüzyılın sonuna kadar Bizans egemenliğinde kalmıştır.[9] Kilikya, XII. yüzyıl sonlarında, Ermeni III. Rupen (1175-1187) hanedanı kontrolüne geçmiştir.[10] Ermenilerin başlarında Roupénides ailesinden II. Léon bulunmaktaydı. II. Léon, Ermeni Devleti’nin kurucusu olmuştur (1187-1219). Ermeni Kralı II. Léon’un saltanatının son yıllarında, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat bölgeye sefer düzenleyerek Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu’nın topraklarının Silifke’ye kadar olan batı kısmını ele geçirmiştir[11]. Silifke’ye ilk seferleri Karaman Bey’in babası Nûre Sûfî gerçekleştirmiştir. Bu seferler ile Silifke’nin kuzey kesimleri Karamanoğulları kontrolüne geçmiştir.[12] Karaman Bey’in Nûre Sûfî’nin Silifke’ye gerçekleştirdiği sefer ile kale Ermeniler ’den alınmıştır. Silifke Kalesi, Fatih Sultan Mehmed’in vezirlerinden Gedik Ahmet Paşa tarafından 1472 yılında, Karamanoğlu İshak Paşa’nın oğlundan teslim alınmıştır.[13] Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Silifke vilayet merkezi olmuştur. Ancak 1933 yılında çıkan kanun ile İçel ile Mersin birleştirilen Silifke kurulan yeni vilayete ilçe olarak bağlanmıştır. XX. yüzyıl başlarından sonra kalede iskân son bulmuştur. Kale içinde iskânın son bulmasıyla yerleşim kalıntıları toprak altında kalmıştır.
Silifke Kalesi Kazıları
Arkeolojik kazılar, geçmişe ve şehir dokusuna ilgi duyan herkesi heyecanlandıran sonuçlar vermekte ve ortaya çıkan yeni bulguların kamuoyuna yansıması uzun zaman almaktadır. Özellikle son yıllarda Anadolu’da ivme kazanan kazılarda önemli bulgular ortaya çıkmaktadır. Bölgenin tarihsel gelişiminin kaleye yansıdığı ve kalenin farklı dönemlerde farklı medeniyetler tarafından kullanıldığı plan ve mimari özelliklerinden anlaşılmaktadır. Kale, arazi şartlarının zorluklarını mimariyle birleştirerek savunma mimarisinin Akdeniz Bölgesi’ndeki önemli bir örneğini sunmaktadır. 2011 yılında başlanan ve 2017 yılı sonunda büyük ölçüde tamamlanan kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılan Silifke Kalesi; arazinin yapısına göre şekillenmiş, oval planlı, iç içe iki savunma hattından en dışta hendek sonra hisarpeçe ve gerisinde surların yer aldığı, kayalık tepeye hâkim bir noktada inşa edilmiştir[14]. 2011 kazı döneminde kalenin kuzey-batı bölümünde yer alan A9 mekânı önünden başlayan kazılar, doğu yönde ilerleyerek devam etmiştir. 2012 yılı kazı çalışmalarında kale merkezinde ibadet mekânı (A21 mekânı) kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu yapının çevresinde yapılan kazılarda Roma Dönemi’nde Pagan tapınağı, Bizans Dönemi’nde üç nefli bazilikal planlı kilise kalıntıları ve kuzey-güney yönde uzanan 12.00 x 8.80 m ölçülerinde, dikdörtgen planlı Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bahsi geçen Beyâzıd Camii’nin kalıntıları yer almaktadır. 2013-2014-2015 yılı kazı çalışmaları A21 mekânı güney-doğusunda devam etmiştir. 2016-2020 yılları arasında kazı çalışmaları kalenin kuzey-batı ve Hisarpeçe alanlarında yoğunlaşmıştır. Kazılar sonrası savunmaya yönelik mekânların yanı sıra kale içinde ihtiyaçlara dayalı olarak farklı mekânların eklendiği ortaya çıkan kalıntılardan anlaşılmaktadır. Bu mekânlar kemerli galeriler, askeri yapılar, su sarnıçları, ambar, depolar ve sivil mimari yapı kalıntıları olarak görülebilir.
2020 yılı kazıları B4 mekânı güneyinde yer alan Hisarpeçe ve A2 mekânı arasında kalan alanlarda gerçekleştirilmiştir. Yapılan kazılarda bu bölümlerde farklı dönemlere ait sikkeler ortaya çıkarılmıştır. B3 1 No.lu mekânda başta olmak üzere A6 D1, A5-A7 arası ve A5 H mekânlarında toplamda 186 sikke ele geçmiştir. Çoğunluğunda büyük deforme görülen sikkeler içerisinde eleme yapılarak mümkün olduğunca mevcut olan tüm dönemlerden örnekler seçilmiştir. Seçim yapılırken aynı döneme ait birden fazla örneği tekraren kullanmak yerine, kondisyonu en iyi durumda olan örnek tercih edilmiştir. Bu eserler üzerinde temizleme ve konservasyon çalışmaları yapıldıktan sonra dönemlerine göre tasnifi yapılarak değerlendirmeye alınmıştır. Yapılan tasnifleme çalışmasında yüzeyleri temizlenebilen ve okunması mümkün olan sikkelerin tespit ve tanımları tamamlanmıştır. Çalışmanın makale olması örneklerin sayısında kısıtlamaya gidilmesine ve olabildiğince farklı döneme ait örneğini ele alma çabası ortaya çıkan sikke sayısına oranla daha az sayıda örneğin ele alınmasına sebep olmuştur. Benzer dönem örneklerinden de yararlanılarak yapılan tanımlama ve okumalarda çalışmamıza dahil edilen sikkeler aynı döneme ait birden çok örnek içerisinden daha nitelikli olanları seçilerek kataloğa alındığı bir çalışma olmuştur. Bu şekilde Silifke Kalesi’nde yer edinmiş veya bir şekilde bağlantısı bulunan medeniyetlerin, tarihi kaynaklara ek olarak somut veriler ışığında da bu kültür birikimi gösterilmeye çalışılmıştır.
Değerlendirme
Silifke, bulunduğu konum itibarıyla tarihin her döneminde rağbet görmüş ve birçok kültür tarafından iskân edilmiştir. Denizden 186 m yükseklikte bir tepe üzerinde yer alan kalede, ilk yerleşim Orta Kalkolitik Dönem’de başlamış ve XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra şehir merkezinin ticaretin ve ekonominin merkezi olmasından sonra kale tamamen terk edilmiştir. İnsanlarda olduğu gibi mimari yapılar da yalnız kalınca harap olmaya ve yıkıma maruz kalırlar. Bu durum zaman içinde kaledeki yerleşimin sona ermesi Silifke Kalesi’nin de tamamının toprak altında kalmasına sebep olmuştur.
2011 yılında başlayan kazı çalışmaları, 2019 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yıl boyu devam edecek kazılar arasına girmiş ve 2020 yılında da devam etmektedir. 2020 yılı kazı çalışmaları kalenin Kuzey-Batı bölümünde B4 mekânı güneyinde yer alan Hisarpeçe ve A2 mekânı arasında kalan alanlarda gerçekleştirilmiştir. Çalışmalar esnasında birçok nitelikli mimari birim ve taşınabilir buluntu da ortaya çıkarılmıştır. Ortaya çıkarılan buluntuların şüphesiz her biri kıymetli ve dönemsel bilgiler taşıması yönünden paha biçilemezdir. Bunlar içinde yer alan sikkeler (akçe, dirhem, mangır, düka, jeton vs) hem üzerlerinde yer alan yazıtlar hem döneme ait hükümdar ya da bey tasvirleri yönünden direk ve kesin bilgi içermelerinden dolayı ayrı bir önem taşırlar. Zira mimari plastik, seramik, takı eşyası, silah vs malzemeler üzerinden tarihleme yapmak mümkün olmakla birlikte kesin tarih vermek için, dönemsel örnekleri ile karşılaştırma ya da çeşitli testler yaptırmak gerekir. Yine bu malzemelerin farklı kültür katmanlarında ele geçirilmesi de dönemsel kesinliği zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda sikkeler, üzerilerinde yer alan yazıtlardan hareketle verdikleri dönem ve tarih bilgileri yönü ile önemlidirler.
2020 yılı kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan 186 sikke, Silifke Kalesi’nin kronolojik kültür evrelerinin tespiti açısından önemlidir. Yapılan temizlik ve konservasyon çalışmaları sonrası birçoğunun dönemi tespit edilen sikkelerden aynı döneme ait olanlardan tamamının değil birkaç örneğinin kataloğa dahil edilmesiyle toplamda 21 sikke seçilmiştir.
Ele geçen sikkelerin 152 adetinin B3 1 No.lu Mekân’da çıkması bu bölümün kale içerisindeki konumu ile alakalı olduğunu düşündürmektedir. Kalenin idari birim binaları olarak tanımladığımız A-8, A-9 ve A-10 mekânların kuzeyinde, A-8 ve A-9 mekânları arasından gizli bir koridor ile geçilen mekân bağımsız bir alan oluşturur. Bu bölümde yapılan kazı çalışmalarında çıkan toprağın elenmesi sonucu ele geçen sikkeler bir arada değil kazı çalışmaları süresince tekli olarak bulunmuştur. Ancak sikkelerin bulunduğu söz konusu mekânın üst örtüsü ve yan duvarlarının da yıkılmasıyla bu sikkelerin dağılmış olabileceği ihtimâlini düşündürmektedir. Bu duruma sikkelerin birbirine yakın kot seviyelerinden gelmiş olması da destek verir.
Katalogda yer alan örnekler, Roma, Bizans, Kilikya Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu, Karamanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu Dönemlerine aittir. Ayrıca Silifke Kalesi’nin liman kalesi ve ticaret yolu üzerinde olmasından kaynaklı Avrupa devletlerine ait sikke örnekleri de ele geçmiştir[15]. Bunlar arasında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na (1669- 1675) ait sikke, Hollanda Fredrik Henri (1625-1647) dönemine ait dükası ve XVIII. yüzyılın İkinci yarısına ait Alman Jetonu bulunur. Kat. 21’de yer alan pirinç jeton’un “Rechenpfennige” ya da “Reckoning Counter” adlarıyla literatüre geçen sikke görünümündeki bu tür madeni eserlerin, hesap işlerinde kullanılmak üzere üretildiği tahmin edilmektedir.[16]
Roma Dönemi’ne ait tek örnek Valens (364-378) Dönemi’ne aittir. Bizans Dönemi’ne ait iki sikke örneği vardır; bunlar Tiberius II (578-582) ve Maurice Tiberius (582-602) saltanatın da Antakya’da bastırılan 20 ve 40 nummus değerinde bakır sikkelerdir. Kilikya Ermeni Dönemi’ne ait çok sayıda örnekten 6 farklı 7 sikke örneği incelenmiştir. Bunlar kronolojik olarak; Kral I Hetoum (1226-1270), Kral Smpad (Smbat), (1269 – 1298), Kral Hetoum (Hethum) II. (1289 – 1305), Kral Gosdantin I (1298-1299), Kral Levon III. (1301- 1307), Kral Oshin (1307 – 1320). Tamamı bakır olan örneklerden Sis (Kozan) şehrinde basılmıştır. II. Léon, (1187-1219) ile birlikte bölgede hakim olmaya başlayan Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu bu süreç içerisinde bölgede etkili olmaya başlamıştır. Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu’nun 1375 yılında yıkılışına kadar bölgede izlerini görmek mümkündür. Bu anlamda ele geçirilen sikkelerinde Ermenilerin bölgedeki hakimiyet süreçleri ile paralel görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu örnekler arasında Kat. 8’de yer alan örnek Kral Gosdantin I (1298-1299) sikkesi ender bir örnektir. Sebebi ise: Kardeşinin sürdüğü politikadan memnun olmayan Sımbat Hetum’u devirip tahtı ele geçirmiştir. Hetum’u da Bardzrberd kalesinde hapsetmiştir. Fakat diğer kardeşi Konstantin de Sımbat’tan tahtı ele geçirmiştir. Kardeşler arasında bu iktidar kavgasından yararlanarak 1298 yılında Memluk devleti Kilikya’ya saldırıp ülkenin güneydoğu bölgelerindeki bazı kaleleri almıştır. 1299 yılında Ermeni asilzadeler tarafından yine tahta çıkarılan Hetum Moğolların desteği ile kaybetmiş olduğu kaleleri geri almıştır.[17] Bu durumdan bir yıl tahtta kalan Kral Gosdantin I (1298-1299) Dönemi’nde basılan nadir sikkenin de örnekler içinde yer alması önemlidir.
Karamanoğlu Beyliği’nin Silifke’yi 1359 yılında fethetmesi ile Türk-İslam kültürünün yerleştiği şehir gibi Silifke Kalesi’nde de bu değişimler yaşanmıştır. Karamanoğlu Beyliği Dönemi’ne ait iki adet sikke örneği kataloğa alınmıştır. Bunlar Karamanoğlu II. İbrahim Bey (1423-1464) Dönemi’ne ait gümüş sikkelerdir.
Gedik Ahmet Paşa tarafından Silifke’nin 1474 yılında fethedilmesiyle Osmanlı toprağı olan Silifke ve Silifke Kalesi’nden günümüze birçok eser ulaşmıştır. İncelemeye alınan örnekler içerisinde de Sultan II. Bayezid Dönemi’nde (1481-82), Kanuni Sultan Süleyman (1520- 1566), II. Süleyman 1687-1691, II. Mustafa 1695-1703, III. Mustafa 1757-1774 ve XVIII. yüzyıl ikinci yarısına ait olduğunu düşündüğümüz bir örnek bulunmaktadır.
Silifke Kalesi’nde Roma Dönemi’nden Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına kadar olan sürede kesintisiz yerleşim ve aktif yaşam sürmüştür. Silifke Kalesinde bu dönemlere ait sikke örneklerinin de kronolojik olarak desteklemesi oldukça önemlidir.
Katalog
Geç Roma İmparatorluk Dönemi
Valens (MS 364-378)
Katalog No: 1. AE 17 mm, 2,46 gr, ky.12, Ref:[18], Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. No: 2020/254
Öy.: DN. VALENS P.F.AVG
Merkezde imparator Valens’in sağa dönük büstü, inci diademli, İnce uzun yüzlü, uzun burunlu, sivri çeneli. Saçları kıvırcık ve dalgalı olup (antik kökenli) omuzları belirgindir.
Ay.: SECVRITAS REIPVBLIC[AE] Merkezde Victoria elinde palmiye dalı ve çelenkle sola yürüyen Victoria. Sol boşlukta P üstünde yıldız, sağ boşlukta H, kesitte RSICO.[19]
Bizans Dönemi
II.Tiberius (MS 578/82) – Antiokheia- Follis
Katalog No: 2. AE 30 mm, 4,6 gr, ky.6; Of.: Γ; tarih: II / II; Ref: [20], Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. No: 2020/255
Öy.: Hatalı yazıt. Büst cepheden, zırhlı ve tüy sorguçlu miğferli. Sol omuzda atlı süvari betimli, sağ elinde haçlı globus var.
Ay.: M, yukarıda haç, solda A/N/N/O, sağda yıl rakamı, aşağıda Of. harfi, kesimde: τHЄЧP’ MS.578
Maurice Tiberius (MS 582-602) - Konstantinopolis - Yarım Follis
Katalog No: 3.AE 24 mm, 3,1 gr, ky.6; Of. Γ; tarih: ςI : Ref: [21], Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. No: 2020/256
Öy.: DNMAV RICPPAV
Büst cepheden, zırhlı ve tüy sorguçlu miğferli, sağ elinde haçlı globus var.
Ay.: K, yukarıda haç, solda A/N/N/O, sağda yıl rakamı, aşağıda Of. Harfi MS.588/9
Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu Sikkeleri
Kral Hetoum I (MS 1226-1270) - Sis (Kozan)
Katalog No: 4. AE, 30 mm, 7,6 gr., Ky.12, Buluntu Yeri: A5 H Mekânı, Env. Num.:2020/257
Öy.: “ՀԵԹՈՒՄ ԹԱԳԱՒՈՐ ՀԱՑՈՑ” (Ermenilerin Kralı Hetoum).
Merkezde tahtta oturan Kral, iki yanı aslanlı tahtta bağdaş kurarak oturur, sağ elinde Globus haç, sol elinde zambak çiçeği ile tasvir edilmiştir. [22]
Ay.: ՇԻՆԵԱԼ ՔԱԴԱՔՆ ՒՍՒՍ, “Sis Şehrinde Basıldı.
Merkezde daire içinde haç ve haçın kolları arasındaki boşluklarda yaprak formunda bitkisel bezeme yer alır.
Kral Smpad (Smbat), (MS 1269 - 1298) - Sis (Kozan)
Katalog No: 5. AE, 20 mm, 3.2 gr, Ky.12, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/258
Öy.: “ՍՄՔԱԹԱԳԱՒՈՐՀԱՅ”, “Ermeniler’in Kralı Smbat”[23].
Kral at üstünde,taçlı sağ elinde bir âsa ile tasvir edilmiş.
Ay.: “ՇԻՆԵԱԼ ՔԱԴԱՔՆ ՒՍՒՍ”, “Sis Şehrinde Basıldı”.
Merkezde Latin haçı, haç kollarında noktalar ve dört köşesinde kuş figürü tasvir edilmiştir.
Katalog No: 6. AE, 20 mm, 3.4 gr, Ky.6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/259
Öy.: “ՍՄՔԱԹԱԳԱՒՈՐՀԱՅ” “Ermeniler’in Kralı Smbat”[24].
Kral at üstünde, taçlı sağ elinde bir âsa ile tasvir edilmiş.
Ay.: “ՇԻՆԵԱԼ ՔԱԴԱՔՆ ՒՍՒՍ”, “Sis Şehrinde Basıldı”.
Merkezde Latin haçı, haç kollarında noktalar ve dört köşesinde kuş tasviri tasvir edilmiştir.
Kral Hetoum II (Hethum) (MS 1289 – 1305) - Sis (Kozan)
Katalog No: 7. AE, 23 mm, 4.2 gr Ky. 12, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/262
Öy.: “ՀԵԹՈՒՄ ԹԱԳԱՒՈՐ ՀԱ[25] “Ermeniler’in Kralı Hetoum”
Kral cepheden bağdaş kurarak oturur durumda, sol elinde âsa.
Ay.: “ՇԻՆԵԱԼ ՔԱԴԱՔՆ ՒՍՒՍ”, “Sis Şehrinde Basıldı” .
Merkezde basit formda haç, dört köşesinde nokta ve etrafında lejant yer alır.
Kral Gosdantin I (MS 1298-1299)- Sis (Kozan)
Katalog No: 8. AE, 23 mm, 2,07 gr, Ky. 6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/260
Öy.: “ԿՈՍՏԱՆԴՒԱՆՈՍ ԹԱԳԱՒՈՐ ՀԱՅՈՅ[26] “Ermeniler’in Kralı Gosdantin (Constantine)”.
Kral cepheden ayakta durur vaziyette, sol elinde kılıç, sağ elinde haç tutuyor olarak tasvir edilmiştir.
Ay.: “ՇԻՆԵԱԼ ՔԱԴԱՔՆ ՒՍՒՍ, “Sis Şehrinde Basıldı”.
Merkezde basit Latin Haçı, dört köşesine çapraz çizgiler işlenmiştir.
Kral Levon III. (MS 1301 - 1307) - Sis (Kozan)
Katalog No: 9. AE, 21 mm, 4.12gr., Ky.12, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/261
Öy.: ԼԵՒՈՆ ԹԱԳԱՒՈՐ ՀԱՅՐ ՝Ermeniler’in Kralı Levon”.
Kral cepheden bağdaş kurarak oturur durumda, sağ elinde haç, sol elinde globus ve etrafını çevreleyen
lejantla betimlenmiştir.
Ay.: ՇԻՆԵԱԼ ՔԱԴԱՔՆ ՒՍՒՍ[27], “Sis Şehrinde Basıldı”.
Merkezde haç motifi, çevresinde bordür içinde yer alan sağdan sola lejant yer alır.
Kral Oshin (MS 1307 – 1320) - Sis (Kozan)
Katalog No: 10. AE, 18 mm, 1.46 gr. Ky. 12, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/263
Öy.: “ԱՒՇՒՆ ԹԱԳԱՒՈՐ ՀԱՅՐ[28] “Ermeniler ’in Kralı Oshin”.
Kral taht üzerinde oturur durumda, sağ elinde haç, sol elinde zambak bulunmaktadır.
Ay.: “ՇԻՆԵԱԼ ՔԱԴԱՔՆ ՒՍՒՍ”, “Sis Şehrinde Basıldı” .
Merkezde basit Latin Haçı ve çevresinde lejantı yer alır.
Beylikler Dönemi Sikkeleri
Karamanoğlu Beyliği II. İbrahim Bey 1423-1464 Konya
Katalog No: 11. AG, 13 mm, 0.75 gr, Ky. 6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/26
Öy.: طول العمر مع الطاعة من خلع االنبيا ضرب قونيه ابوبكر عمر عثمان على ابراهيم بن محمد –
- Tûl’u-l ömr mea et taa hil’il? enbiyâ duribe Konya. Ebû Bekr – Ömer – Osman – Ali (Ortada) İbrahim bin Mehmed
Anlamı: Dîn’in ve Dünya’nın Sultanı, Din ve Dünya üzerindeki Mülkü baki olsun Mehmed oğlu İbrahim döneminde Konya’da basılmıştır. Orta ise Hulefâ-i Raşidin (Ebû Bekr – Ömer – Osman – Ali) isimleri yer alır. Akçe ön yüzünde girift istifli ortada altı dilimli çiçek tasviri içine yazıt işlenmiştir.
Ay.: 834[29] - السلطان ركن الدنيا و الدين عالءالدنيا و دين حلد ملكه سنه
- es-Sultan Rükned’dünya ved’dîn Alâed’dünya ved’dîn hullide mülkehu.
Anlamı: Dîn’in ve Dünya’nın Sultanı, Din ve Dünya üzerindeki Mülkü bâki olsun.
Merkezde tek sıra silme bordür içerisine girift bir istiflen yazıt işlenmiştir.
Katalog No: 12. AG, 12 mm, 0.96 gr, Ky. 6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/265
Öy.: ابراهيم بن محمد بن قارا من-
- İbrahim bin Mehmed bin Karaman
Merkezde ortada cetvelle bölünmüş iki satır hâlinde yazıt yer alır. Yazı kuşağı çevresi bir sıra silme bordür bir sıra inci dizisi ile sınırlandırılmıştır.
Ay.: حلد ملكه 858 ضرب قونيا –
- Hullide Mülkuhu 858 duribe Konya[30]
Anlamı: Karaman oğlu Mehmed oğlu İbrahim – Allah mülkünü devamlı kılsın M. 1454 Konya’da basıldı. (Bu sikke Mehmed oğlu İbrahim’in saltanat yıllarında M. 1454 yılında Konya’da basılmıştır.)
Merkezde ortada cetvellerle bölünmüş üç satır hâlinde yazı kuşağı yer alır. Yazı kuşağı çevresi bir sıra silmebordür bir sıra inci dizisi bordürle sınırlandırılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu Sikkeleri
Katalog No: 13. AG, 12 mm, 0.80 gr, Ky. 6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/266
Öy.: سلطان بايزيد بن محمد –
Sultan Bayezîd bin Mehmed.
Merkezde ortada cetvelle ayrılmış iki satır hâlinde yazı metni yer alır. İstif bir satıra iki sıra olacak şekilde düzenlenmiştir.
Ay.: 886 عز تصره فى ضرب ادرنه سنه
Azze nasruhû fî duribe Edirne 886
Anlamı: Mehmed oğlu Sultan Bayezîd, Allah zaferini daim etsin, sene H.886-M. 1481/1482 Edirne’de basılmıştır.
Merkezde ortada cetvelle ayrılmış iki satır hâlinde yazı metni vardır. Yazı metni tek sıra silme bordürle daire içindedir.
Katalog No: 14. AG, 20 mm, 1.60 gr, Ky.6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/267
Öy.: سلطان سليمات شاه بن سليم خان –
Sultan Süleyman Şah bin Selim Han
Merkezde yazı metni üç sıra girift istif şeklindedir. Okunabilen kısmında “Sultan Sü ……Şah bin …” kısmı seçilmektedir.
Ay.: 926 عز تصره ضرب حلب سنه
Azze nasruhû duribe Haleb sene 926
Merkezde yazı metni yer alır. Kenarları ve yazıların bir kısmı deforme olmuştur. Okunabilen kısım şöyledir; “azze nasr……………. “’dır.
Anlamı: Selim Han oğlu Sultan Süleyman Şah tarafından M.1520 yılında Haleb de bastırılmıştır. Allah zaferini daim etsin.[31]
Katalog No: 15. AE, 19 mm, 2.30 gr, Ky. 12, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/271
Öy.: - شاه سليمان بن ابراهيم المظفر دائما
Şah Süleyman bin İbrahim el-muzaffer daima.
Merkezde tuğra, solunda iki, sağında bir adet yürek düğümü motifi, tuğranın sağ tarafında ayrıca tirfil motifi görülür. Tuğra çevresi tek sıra inci dizisi ile çevrelenmiştir.
Ay.: ضرب في قسطنطنيه 1099 –
Dûribe fi Kostantiniyye 1099
Merkezde 4 satır hâlinde Yazıt yer alır. Metnin üst kısmında yürek motifi görülür. Metin çevresi tek sıra inci dizisi ile çevrelenmiştir.
Anlamı: İbrahim oğlu Şah Süleyman daima kazansın, H. 1099 / M. 1687-88 tarihinde İstanbul’da bu sikkeyi bastırmıştır.
Katalog No: 16. AG, 10 mm, 0.80 gr, Ky. 12. Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/271
Öy.: - شاه مصطفى بن محمد خان المظفر دائما
Şah Mustafa bin Mehmed han el-muzaffer daima.
Merkezde tuğra, çevresinde inci dizisiyle oluşturulan bordür yer alır. Ancak darphane hatası olarak bordürün bir kısmı sikke üzerinde görülmez.
Ön Yüz Tuğra Metni:
- شاه مصطفى بن محمد خان المظفر دائما
Şah Mustafa bin Mehmed han el-muzaffer daima.
Ay.: ضرب فى قسطنطنيه 1115
Duribe fî Konstantiniyye 1115
Merkezde 4 satır hâlinde yazıt yer alır. Metnin çevresi tek sıra inci dizisi ile çevrelenmiştir.
Anlamı: Mehmed Han oğlu Mustafa Şah zaferleri daim olsun, H.1115 / M. 1703-04 yılında İstanbul’da bu sikkeyi bastırmıştır.
Katalog No: 17. AG, 17 mm, 1.30 gr, Ky. 12, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/273
Öy.: مصطفى خان بن احمد المظفر دائما-
-Mustafa Han bin Ahmed el-muzaffer dâima
Merkezde tuğra, çevresinde ince bir silmeyle oluşturulan bordür yer alır. Tuğra yüzeyi kısmen silik hâldedir.
Ay.: ضرب فى قسطنطنيه 1171
Duribe fî Konstantiniyye 1171
Merkezde 4 satır hâlinde yazıt yer alır. Yazı istifinde “ض “ harfi alışılmışın dışında üstte yer alır. Ayrıca sene kısmı da “سنه “ yazısının önünde değil alt kısmına işlenmiştir.
Anlamı: Ahmed oğlu Mustafa Han zaferleri daim olsun, 1171 senesinde İstanbul’da bu sikkeyi bastırdı.
Katalog No: 18. AG, 15 mm, 1.10 gr, Ky. 6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/274
Öy.: Merkezde izi görülen tuğra yer alır. Ancak büyük kısmı silik vaziyettedir.
Ay.: ضرب فى قسطنطن
- Duribe fî Konstantiniyye ….
Anlamı: İstanbul’da basıldı ……
Merkezde 4 satır hâlinde yazıt yer alır. Metnin üzerinde yürek düğümü motifi görülür. Kenar bordürü silik hâldedir ancak kalan izlerden burada tek sıra inci dizisinden bir bordür oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Avrupa Darplı Sikkeler
Kutsal Roma İmparatorluğu
Avusturya Hanedanı- I. Leopold (1657-1705) -Viyana- 6 Kreuzer
Katalog No: 19. AG, 25 mm, 3.3 gr, Ky. 12, Buluntu Yeri: A5- 07 Mekânı Arası, Env. Num.:2020/268
Öy.: LEOPOLDDVS.D.G.R.I.VI.S.A.G.H.B.REX VI
Merkezde daire içinde sağa dönük I.Leopold’un profilden büstü. Zırhlı ve diademli.
Ay.: ARCHID.AVS.*.DVX.B.CO.TYR.1674
Merkezde daire içinde çift başlı ve taçlı kartal arması. [32]
Hollanda Dükası MS 1633
Aşağı Ülkeler
Katalog No: 20. AG, 35 mm, 4.60 gr, Ky. 6, Buluntu Yeri: B3 1 No.lu Mekân, Env. Num.:2020/269
Öy.: MO . ARG . PRO . CO – FOE . BEL . TRAN
Aslan arması üzerinde sola dönük zırhlı büst.
Ay.: 1643 CONFIDENS DNO NON MOVETVR
Sola dönük aslan Lejantta okunabilen kısmında ise “MOVEVTR” kelimesi okunmaktadır. [33]
Nuremberg
Wolf Hieronymus Hofmann (1719-1756) - Jeton
Katalog No: 21. Pirinç, 20 mm, 0.80 gr, Ky. 6, Buluntu Yeri: B3 1 No’lu Mekân, Env. Num.:2020/270
Öy.: “WOLF HIFRON HOTFMANN REC PF” ,
Merkezinde, solda bir hilâl ve sağda da yarım güneş ve ışınları ile sınırlandırılmış altı yıldız tasviri yer alır.
Ay.:*ANFANG.BED??OKS*ENDT*
Merkezinde iç içe geçmiş eşkenar üçgen ve yonca tasviri ortasında birisi daire içine alınmış diğeri boşlukta iki adet haç motifi yer almaktadır.