Perge Stadium Kazılarında Bulunmuş Bir Grup Geç Roma Unguentariumu
Aylin Kılınç1, Beyza Gülmez2, Dilayla Yağmur Ulusoy3
1Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Doktora Öğrencisi, Aydın/TÜRKİYE
2İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Doktora Öğrencisi, Ankara/TÜRKİYE
3İstanbul Üniversitesi, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, İstanbul/TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Perge, Geç Roma Dönemi, Keramik, Unguentarium, Monogram, Doğu Akdeniz.
Özet
Pamphylia Bölgesi’nin metropol kentlerinden biri olan Perge antik kentinin stadiumunda 2021 yılı kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu kazı sezonunda bulunmuş olan 68 adet pişmiş toprak unguentarium bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Bu eserlerin 11 adedinde monogram tespit edilmiştir. Söz konusu örneklerin Geç Antik Dönem’de tüm Akdeniz coğrafyasında yaygın olarak kullanılan “Geç Roma Dönemi” unguentariumları tipinde olduğu yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmaktadır. Akdeniz coğrafyasında MS 5. yüzyıldan MS 7. yüzyılın ortalarına kadar kullanımda olduğu bilinen ve işlevsel olarak Hristiyan hacılarının kutsal sularını veya yağlarını taşıdıkları kap olarak literatüre giren bu unguentariumların, Perge’deki buluntu alanları çeşitlilik göstermektedir. Stadium alanından ele geçen bu parçalar konteks buluntusu olarak ele geçmemiştir. Bu buluntuların tamamı dolgu toprak içinde karışık bir konteks ile birlikte tespit edilmiştir. Makalenin konusunu teşkil eden unguentariumlar öncelikle hamur yapıları ele alınarak incelenmiştir. Bu bağlamda dört mal grubuna ayrılabilecekleri belirlenmiştir. Ele geçen buluntular arasında büyük çoğunluğunun monogramsız örneklerden oluştuğu anlaşılmıştır. Üzerinde monogram barındıran örnekler ise kendi içerisinde farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıklar da x biçimli, haç merkezli, blok ve istisnai olmak üzere alt gruplara ayrılarak çalışılmıştır. Monogramsız parçaların neredeyse hepsinin ağız kenarlarından kırık olduğu, monogramlı parçaların ise mühre yakın kısımlardan kırılmış oldukları dikkat çeken bir ayrı husustur. Bu husus göz önüne alındığında, kutsal buluntu grubunda değerlendirilen bu eserlerin kırıklarının, olası bir ritüelin parçası olabileceği düşünülmüştür