Giriş
Bu makalede, Kütahya Tavşanlı Höyük’te Tunç Çağı tabakalanmasını anlamak amacıyla dar bir alanda yapılan sondaj sırasında, MÖ 3. binyılın sonuna tarihlenen tabakalara ait çukurlarda bulunan üçü mermer, ikisi pişmiş toprak olmak üzere toplam beş adet insan biçimli mermer idol konu edilmiştir.
Anadolu’da Neolitik Dönem’den bu yana bilinen figürin geleneği, MÖ 3. binyılda devam etmekle birlikte, bu dönemde çoğunlukla “mermer idol” olarak tanımlanan tip yaygınlaşır[1] . Esasen Batı Anadolu’da insan biçimli mermer idollerin başlangıcı Kalkolitik Dönem olarak kabul edilmektedir[2] . Özellikle “Kilya tipi idol” olarak tanımlanan örnekler önemlidir[3] . Mermer idollerin, bu idollerin öncüsü kabul edilen Kilya idollerinden geliştiği düşünülmektedir[4] . MÖ 3. binyıl ile birlikte mermer idoller, biçimlerine göre çeşitli tiplere ayrılmaktadır. Bunlardan en ilginci, belki de Troia kazılarının ilk hafirlerinden olan H. Schliemann’ın “Baykuş Yüzlü İdol” olarak tanımladığı idol tipidir[5] . Mermerden yapılan kaş, göz ve az sayıdaki örnekte saçların kazıma olarak basit çizgilerle betimlendiği örnekler, Troia kazıları ile adeta özdeşleşmiştir.
Tavşanlı Höyük, adını aldığı ilçe merkezinin yaklaşık 1,5 km güneyinde yer almaktadır. Yerleşme, Batı Anadolu’dan pek de alışık olmadığımız büyüklükte, yaklaşık 45 hektarlık bir alana yayılmaktadır (Görsel 1). Höyükte 21 m yüksekliğinde bir arkeolojik dolgu olduğu tespit edilmiştir. 2021 yılında Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. M. Erkan Fidan başkanlığında başlayan kazılar hâlen devam etmektedir[6] .
Tavşanlı Höyük kazılarından önce yapılan yüzey araştırmaları[7] , yerleşmede ova seviyesinin 8 m altında MÖ 6.000’lere uzanan Neolitik bir yerleşme olduğunu göstermektedir[8] . Bu yerleşme, Kütahya’nın bilinen en eski yerleşmesidir. Söz konusu jeoarkeolojik araştırmalara göre bataklıkla kaplanan alan uzun bir süre yerleşilmemiş, MÖ 3.200’lerde, Tunç Çağı’nın başlarında bu alanda yeniden iskân başlamıştır. Yüzey araştırmalarında elde edilen sedimanların yaş tayini analizleri ve kazıların ilk verileri, Tavşanlı Höyük’ün Tunç Çağı’nın başı olan MÖ 3.200 ile sonu olan MÖ 1.200 yılları arasında, yaklaşık iki bin yıl boyunca yerleşim gördüğünü göstermektedir. Bu şekilde tam bir Tunç Çağı höyüğü görünümündeki Tavşanlı’da, Tunç Çağı’nın bütün evreleri (İlk, Orta, Son Tunç) bulunmaktadır. Ayrıca höyüğün üzerinde az sayıda Erken Demir Çağı’na ait ritüel çukurları da bulunmaktadır.
2022 yılında, höyük üzerinde yapılan çalışmaların dışında höyüğün doğusundaki tarlalarda da BE 45 sondajı olarak tanımlanan bir sondaj çalışması yapılmıştır. Doğu kesimde, höyükten en az 200 m uzaklığa kadar Tunç Çağı yerleşmesinin devam ettiği, jeoarkeolojik sondajlar ve intensive yüzey araştırması verilerinden bilinmektedir. Kazı çalışması ise höyükten yaklaşık 60 m uzaklıkta gerçekleştirilmiştir. 2022 yılı itibarıyla söz konusu bu mesafe, kamulaştırılmış alanlar içinde çalışılabilecek en uzak noktayı ifade etmektedir. İleriki yıllarda yapılacak kazı çalışmalarıyla, kazılan bu alanın Aşağı Yerleşme’nin orta kesimlerine denk gelmesi olası görülmektedir.
Kazı Alanı ve Tarihleme
Konu ile ilgili kazıların gerçekleştirildiği açma 9x9 m boyutlarındadır. Burada, pulluk seviyesinin altında yaklaşık 1 m kalınlığında, akarsu taşkınları ile oluştuğu düşünülen, arkeolojik materyal içermeyen alüvyal bir dolgu kaldırılmıştır. Bu seviyenin ardından kazılan tüm alanı güneybatı-kuzeydoğu yönünde geçen çift sıra taş temele rastlanmıştır (Görsel 2). Duvarın açma içerisinde kalan kısmı, kuzey profile ulaşmadan kesintiye uğradığından bu alanın girişin bir kenarı olduğu düşünülmektedir. Zira kesintinin olduğu yerde bir döşemeye benzeyen taş dizisi ile döşemenin etrafındaki duvar parçaları, küçük bir bastiyonu andırmaktadır. Bu durum, kesintinin kapı açıklığı olabileceği görüşünü güçlendirmektedir. Geçtiğimiz yıllarda yapılan jeoradar görüntüleri ile oldukça uyumlu olan bu duvar sayesinde, jeoradar görüntülerinin de eklenmesiyle söz konusu çevre duvarının yaklaşık 60 metrelik kısmı belgelenmiştir. Sur olamayacak kadar basit olan bu duvarın, Aşağı ve Yukarı Şehir arasında bir alanı tanımlamak amacıyla inşa edilmiş bir çevre duvarı olduğu düşünülmektedir[9] .
Bu tabakanın altında ise bu makaleye konu olan idollerin bulunduğu MÖ 3. binyılın sonuna ait tabakalar yer almaktadır. Bu alanın, söz konusu dönemde boş bir alan olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Zira kazılan alanda mimari izler bulunmazken çok sayıda çukurun varlığı bu varsayımı desteklemektedir. Bu tabakadan alınan kalibre edilmiş iki radyo karbon tarihi, MÖ 2141–1950 ve MÖ 2070–1932 aralıklarını vermiştir[10]. Bunlardan biri bu tabakadaki yangın geçirmiş bir alandan, diğeri ise bir çukurun tabanı üzerinden alınmıştır. Bu sebeple arkeolojik malzemenin desteklediği üzere, bu tabakanın hemen üzerindeki çevre duvarına ait bulgular Orta Tunç Çağı başına, idollerin bulunduğu tabaka ise İlk Tunç Çağı’nın sonuna tarihlenmelidir. Ayrıca bu tabakanın altında da kazı çalışmaları yapılmış, kerpiç duvar ve taş temel kalıntılarına rastlanmıştır. Yüzey araştırmalarında jeoradar çalışmalarıyla ortaya çıkan ev duvarları ile bire bir örtüşen bu duvarlar, söz konusu araştırmadaki C14 tarihlerine göre İlk Tunç Çağı’nın ortalarına tarihlenmelidir. Jeoarkeolojik çalışmalar bu seviyenin altında İlk Tunç Çağı’nın erken evreleri ve onun altında da bataklığın olduğunu göstermiştir[11]. Yapılan kazı da bu durumu doğrulamaktadır. Zira yüzeyin yaklaşık 6 m aşağısından itibaren toprak çok nemlenmiş, ıslak hâle gelmiştir. Hatta yer yer alttan su kaçakları başlamıştır. Çalışmanın zorlaşması sebebiyle arkeolojik kazılar bu seviyede sonlandırılmıştır.
İdoller
Tavşanlı Höyük’ün 2022 kazı sezonunda, yukarıda sözü edilen BE 45 sondajında, MÖ 3. binyılın sonuna tarihlenen tabakalarda (İlk Tunç Çağı III) 5 idol ortaya çıkarılmıştır[12]:
Eserin Adı: Baykuş Yüzlü İdol (1)
Dönem: Geç İTÇ III
Ham Madde: Su mermeri
Ölçüleri: Y. 3,5 cm, Baş Gen. 2,2 cm, Gövde Gen. 2,5 cm, Boyun Gen. 1,8 cm
Tanım: Su mermerinden yapılmış, baykuş yüzlü idol. İdolün baş bölümünün en üst kısmında 2 adet ovalimsi, kazı bezeme ile yapılmış şekil, olasılıkla saç detayını tanımlamaktadır. Kaşlar birbirine birleşik ve uçları yukarı kalkık bir şekilde kazı bezeme ile belirtilmiştir. Gözler iki nokta şeklindedir. İdolün baş ve gövde kısmı arasında genişliğin en dar olduğu alanda kazı bezemeyle yapılmış iki paralel çizgi arasına üç dikey minik çizgi ile boyun detayı verilmiştir. İdol, ön yüzün sol alt köşesinde yer alan minik kırık dışında tümdür.
Eserin Adı: Baykuş Yüzlü İdol (2)
Dönem: Geç İTÇ III
Ham Madde: Su mermeri
Ölçüleri: Y. 2,6 cm, Baş Gen. 1,9 cm, Boyun Gen. 1,1 cm, Gövde Gen. 1,7 cm
Tanım: Su mermerinden yapılmış, yassı biçimli idol. İdolün baş kısmında, kaşların üzerinde yer alan ovalimsi motif, kazı bezeme ile yapılmış saç detayı olmalıdır. Kaşlar birbirine birleşik şekilde yine kazı bezeme ile gösterilmiştir. Gözler ise kaşların hemen altında ve nokta şeklindedir. Baş ile gövde kısmını ayıran ve idolün genişliğinin daraldığı alanda boyun detayını vermek yerine kazı bezeme ile yapılmış bir çizgi yer almaktadır. İdol tümdür.
Eserin Adı: Yarı İşlenmiş Baykuş Yüzlü İdol (3)
Dönem: Geç İTÇ III
Ham Madde: Su mermeri
Ölçüleri: Y. 3,1 cm, Baş Gen. 1,6 cm, Boyun Gen. 1,3 cm, Gövde Gen. 1,7 cm
Tanım: Su mermerinden yapılmış yassı biçimli idol. İdolün baş bölümünde kazı bezeme ile yapılmış, birbirine bitişik kaşlar ön plandadır. Kaşların hemen altında ise nokta şeklinde verilmiş gözler yer almaktadır. Ancak idolün benzerleri ve var olan kazı bezemenin belli belirsiz yapılmış olmasından hareketle, idolün henüz tam olarak son şeklini almadığı anlaşılmaktadır. Baş ve gövde arasındaki daralma idolün boyun kısmını göstermektedir. Ancak bu kısımda herhangi bir bezeme mevcut değildir. Gövde kısmı ise diğer örneklere göre daha ovalimsi bir bitiş göstermektedir. İdol tümdür.
Eserin Adı: Troia Tipli İdol (4)
Dönem: Geç İTÇ III
Ham Madde: Seramikten ikincil kullanım
Ölçüleri: Y. 4,3 cm, Baş G. 1,7 cm, Gövde G. 3 cm, Baş Kalınlık 0,6 cm, Gövde Kalınlık 0,7 cm
Tanım: Portakalımsı kahverengi hamurlu, yoğun kireç ve kum katkılı idol. Portakalımsı kahverengi astar üzerine açkı uygulanmıştır. Pişmesi iyi olan söz konusu bir seramik parçasından işlenerek ikincil bir kullanım ortaya çıkartılmış ve Troia tipli bir idolün ana hattı ortaya konulmuştur. Gövde kısmı baş kısmına oranla oldukça geniş ve yuvarlak formludur. Ön ya da arka yüzünde başka herhangi bir bezeme yoktur.
Eserin Adı: Troia Tipli İdol (5)
Dönem: Geç İTÇ III
Ham Madde: Seramikten ikincil kullanım
Ölçüleri: Y. 2,8 cm, Baş Gen. 1,8 cm, Gövde Gen. 1,9 cm, Kalınlık 0,6 cm.
Tanım: Portakalımsı kahverengi hamurlu, yoğun kireç ve kum katkılı idol. Kırmızımsı kahverengi astar üzerine açkı uygulanmıştır. Pişmesi iyi olan söz konusu bir seramik parçasından işlenerek ikincil bir kullanım ortaya çıkartılmış ve Troia tipli bir idolün ana hattı ortaya konulmuştur. Baş kısmında da gövde bölümünde de dikkati çeken nokta, her iki tarafından formun ovalliğinin, bir düzlem meydana gelecek şekilde işlenmiş olmasıdır. Ön ya da arka yüzünde herhangi bir bezeme yoktur.
Baykuş yüzlü olarak tanımlanan iki mermer idol (no. 1–2), iki farklı çukurda açığa çıkarılmıştır (Görsel 4–5). 1 no’lu örneğin bulunduğu çukurun çok büyük kısmı profilde kalmaktadır. Zaten söz konusu idol de profilde in situ olarak bulunmuştur. Ancak 2 no’lu diğer baykuş yüzlü mermer idolün bulunduğu çukur, daha fazla bilgi vermektedir. 1,5 m çapındaki sığ çukurun tabanında söz konusu idol dışında bir adet tüm ağırşak ve yine tüm bir çanak bulunmuştur (Görsel 3–4). Çanak, taban üzerinde ters şekilde in situ vaziyettedir. Aynı şekilde ağırşak ve idol de kabın hemen yanında bulunmuştur. Bunlar dışında çukurda başka bir buluntuya rastlanmamıştır. Çanak, pembemsi devetüyü renginde hamurlu, kırmızı astarlı ve açkısızdır. Dışa katlanmış, basit ağız kenarlı, hafif basık küresel gövdeli ve oval diplidir. Ağız kısmı, dönemi için çok tipik bir biçimde hafifçe yukarıya doğru çekilerek inceltilmiş ve yükseltilmiştir. Burada ilginç olan noktalardan biri hem çanağın hem de yanındaki idolün ters olarak tabana konmuş olmasıdır. Tüm buluntular dışında başka bir bulgunun olmaması ve taban üzerinde buluntuların yerleştirilişi bu çukurun bir adak çukuru olabileceğini göstermektedir. Söz konusu adak çukurlarının bölgede MÖ 3. binyılın özellikle ikinci yarısında varlığı ile ilgili önemli kanıtlar bulunmaktadır[13].
Çukurlar dışında tabakadan bulunan diğer üç idol de önemli bilgiler vermektedir. Bu idollerden biri mermer, diğer ikisi pişmiş topraktan yapılmıştır. Her üçü de tamamlanmamış, yarı mamul durumdadır. Bunların çukur değil de muhtemelen avlu olan boş alanlarda bulunmuş olması, üretim yerleri ya da tören öncesi hazırlıklarla ilgili olabileceğini düşündürmektedir. Tamamlanmamış durumdaki 3 no’lu mermer idolün kaşları ve gözleri çok hafifçe çizilmiştir (Görsel 6). Diğer 4 ve 5 no’lu iki idol ise seramik parçalarından kabaca şekillendirilmiştir (Görsel 7). Bu örneklerin de işleme sürecinin tamamlanmadığı görülmektedir.
Kültürel Bağlam
Anadolu’daki figürin geleneğinin, Neolitik Çağ’a kadar izlenebilen uzun bir geçmişi vardır. Neolitik ve Kalkolitik Çağ boyunca süregelen bu gelenekte tanrıça olduğu düşünülen kadın figürleri betimlenmiştir. Bu gelenek, Son Kalkolitik ile İlk Tunç Çağı’nda da sürdürülmüş ancak geçmiş dönemlerin üç boyutlu figürinlerinin yerini giderek soyutlaşan ve anatomik detaylarını yitiren idoller almıştır[14]. “Baykuş Yüzlü” olarak tanınan ve Tavşanlı Höyük’te de mermer ve pişmiş topraktan örnekleri bulunan idoller, söz konusu soyut geleneğin örneklerindendir. İlk kez İlk Tunç Çağı’nın ortalarında ortaya çıkan bu idoller, Orta ve Son Tunç Çağı’nda da kullanılmaya devam etmiştir[15].
“Baykuş” benzetmesi, Troia kazıları sırasında Heinrich Schliemann tarafından yapılmıştır[16]. Schliemann, bu idollerin gerçekten de baykuşları betimlediğini düşünmüş ve MÖ 3. binyıl gibi erken bir dönemi, gelecek çağların Antik Yunan mitolojisiyle harmanlayarak, bu baykuş idollerinin tanrıça Athena’nın ilk tasvirleri olduğunu öne sürmüştür[17]. Ne var ki böyle bir bağdaştırma gerçeğe yakın görünmemektedir. Anadolu’nun tarihöncesinde kadın betimlerinin köklü geçmişi düşünüldüğünde, baykuş yüzlü idollerin de birer kadın/tanrıça simgesi olduğu görüşü ağır basmaktadır. Kadın figürlerinin MÖ 3. binyıla denk gelen İlk Tunç Çağı boyunca Anadolu ve Ege genelinde son derece baskın olduğu görülür. Pişmiş toprak figürin ve idolleri inceleyen Gündoğan-Aydıngün, bu dönem boyunca tüm Anadolu’da yalnızca üç erkek betimi tespit edildiğini; buna karşın geri kalan tüm örneklerin kadınları betimlediğini belirtmiştir[18]. Baykuş yüzlü idollerin üzerinde herhangi bir cinsiyet tanımı olmamasına karşın, kadın oldukları kabul edilmektedir. Ender bir örnek olsa da Balıbağı’nda açığa çıkarılan bir idolün üzerinde meme ve kadın cinsel organı betimlenmiştir[19]. İdollerin dişiliğini destekleyen bir diğer bulgu da aynı döneme ait benzer bir üslupta yapılmış pişmiş toprak kaplardır[20]. Baykuş yüzlü idolleri anımsatan insan yüzlü bu kaplarda kimi zaman meme betimlemeleri yapılmıştır.
Troia buluntularından yola çıkarak bir tipoloji oluşturan Blegen, Baykuş Yüzlü İdolleri “Tip 2C” adıyla sınıflandırmıştır[21]. Anadolu’nun Ege kıyılarından Orta Anadolu’ya kadar yayılım gösteren bu idol tipi, Tavşanlı Höyük’ün dışında hem Troia[22], Maydos Kilisetepe[23], Seyitömer[24], Küllüoba[25], Afyon[26], Karahöyük[27], Dağdeviren[28] gibi yerleşimlerde hem de Yortan[29], Resuloğlu ve Balıbağı[30] gibi mezar buluntularında karşımıza çıkmaktadır. İç Anadolu’da Balıbağı, Resuloğlu ve Acemhöyük, Baykuş Yüzlü İdollerin bulunduğu en doğudaki yerleşimler arasında yer almaktadır. Yerleşim yerlerinde ele geçirilen idoller çoğunlukla ev tabanlarında açığa çıkarılmış olmakla birlikte, avlu gibi açık alanlarda ve çukurlarda bulunan örnekler de mevcuttur [31]. Tüm bu buluntu yerleri, Tavşanlı Höyük’teki idollerin konumlarıyla da örtüşmektedir. İdoller çoğunlukla avuç içine sığacak kadar küçük boyutludur. Yükseklikleri 3-9 cm arasında değişmektedir[32]. Derinliksiz ve yassı yapıları,bu idollerin ayakta durmak amacıyla üretilmediklerini açıkça göstermektedir. Belli başlı özellikleri ortak olsa da ayrıntılara bakıldığında idollerin birbirinden ayrıştığı görülmektedir. Hepsini bir örnek yapmak gibi bir kaygı güdülmemiştir. Belki de her birine ayrı bir kimlik kazandırılmaya çalışılmıştır.
Tavşanlı Höyük’teki pişmiş toprak idollerde de (No. 4 ve 5) görüldüğü üzere, bazı idoller süslemesizdir. Üzerinde betimleme olan idollerin ise yalnızca bir yüzü kullanılmış, arka yüzleri yalın bırakılmıştır. Hiçbiri birbirinin aynısı olmamakla birlikte, çizi bezeme ve delme tekniğiyle belirtilmiş V biçimli kaşlar, gözler ve bazı örneklerde görülen saç perçemleri ile kolyeler (No. 1 ve 2), baykuş yüzlü idollerin tanımlayıcı özelliklerindendir[33].
Baykuş yüzlü idoller çoğunlukla mermerden yapılsa da[34] pişmiş topraktan ve kemikten yapılmış örnekleri de bulunmaktadır[35]. Tavşanlı Höyük’te açığa çıkarılmış olan iki pişmiş toprak idol (No. 4 ve 5) ilgi çekicidir. Benzerlerinin Troia’dan da bilindiği[36] bu idol türü, kırık kap parçalarının ikincil kullanımıyla elde edilmiştir. Böylelikle kırık kaplar yeniden değerlendirilmiş olmalıdır. Seramiğin inceliği, idollerin yassı yapısıyla örtüşmüş ve biçim olarak mermer örneklerden ayırt edilemeyecek idoller elde edilmiştir.
Öte yandan Gündoğan-Aydıngün, pişmiş toprak idollerin mermerlerin ucuz birer kopyası olmadığını, bilinçli bir seçimle yeğlendiklerini savunur: “Toprak malzemenin, Anadolu için mermer, maden ve kemiğe göre ucuz bir malzeme olduğu düşünülmemelidir. Tersine, doğadaki bereket kültünü en iyi yansıtan malzeme olmasının yanında işlenebilirliği nedeniyle daha da değerlidir; bu işlenebilirlik, figürinlerin şekillendirilişini ve süsleme tarzını etkilemekte ve böylece içeriksel amaçlar en iyi şekilde ifade edilebilmektedir”[37].
Tavşanlı Höyük’teki pişmiş toprak idollerin her ikisi de kırık kap parçalarının biçimlendirilmesiyle elde edilmiştir ve işlenebilirlikleri, yumuşak bir taş olan mermerden daha kolay değildir. Ancak Acemhöyük’te açığa çıkarılan bir idol, Gündoğan-Aydıngün’ün yorumunu doğrulayabilecek niteliktedir. Acemhöyük’te bir yapı içerisinde bulunan bu pişmiş toprak idol, kırık bir kap parçası olarak değerlendirilmemiş, her ne kadar anlaşılması çok zor olsa da en başından beri idol olarak biçimlendirilip pişirildiği düşünülmüştür[38]. Aynı mekânda idolle birlikte bulunan Yakın Doğu üslubundaki bir silindir mühür ile üç kurşun külçe hem yapının hem de idolün önemini vurgular niteliktedir[39].
Pişmiş toprak örneklerle karşılaştırıldığında, mermer idoller literatürde çok daha iyi tanınmaktadır. Mermerin Anadolu’da birçok yerde bulunması nedeniyle malzemenin tek bir merkezden değil farklı yerel kaynaklardan elde edildiği düşünülebilir. Baykuş yüzlü idoller olmasa bile başka türde mermer idollerin üretildiği anlaşılan Akhisar-Kulaksızlar Mermer İdol Atölyesi, bu konuda önemli bilgiler sunar. Doğal mermer yataklarının hemen yakınında kurulmuş atölyede çok sayıda idol taslağı ve alet bulunmuştur[40]. Bu bulgudan yola çıkarak mermer idollerin tek tek bireyler tarafından yerleşim içlerinde değil bu işi meslek edinmiş ustalar tarafından atölyelerde yapıldığı görüşü savunulabilir. Eğer öyleyse Tavşanlı Höyük de dahil olmak üzere yerleşim yerlerinde açığa çıkarılan ve yarım mamul izlenimi veren idolleri yeniden değerlendirmek gerekecektir. İdoller atölyelerde yapılıp yerleşime getirilmişlerse hiçbiri yarım mamul sayılmayacak, bilinçli olarak yalın bırakılmış olacaklardır.
Tavşanlı Höyük zengin mermer yataklarının olduğu bir bölgede yer almaktadır. Kulaksızlar’dakine benzer mermer atölyelerinin bu bölgede de bulunması olasıdır. Höyükte 2022 yılında, 9x9 m’lik tek bir açma içerisinde beş adet baykuş yüzlü idol bulunması, bu idol tipinin MÖ 3. binyılın ikinci yarısında ne kadar beğenildiği ve yaygın olduğu konusunda fikir vermektedir.
Sonuç
Tavşanlı Höyük’te MÖ 3. binyılın sonunda ortaya çıkarılan mermer ve seramik idoller, henüz kazıların çok yeni olduğu yerleşmede ileriye dönük umut vermektedir. Aşağı Şehir’e ait olduğu düşünülen höyükten, yaklaşık 60 m uzaklıktaki bir alanda bulunan veriler bazı yorumları da beraberinde getirmektedir.
Literatürde “baykuş yüzlü idoller” ya da “Troia Tip 2C” adıyla anılan söz konusu idoller, İlk Tunç Çağı’nda Anadolu’nun Ege kıyılarından Orta Anadolu’ya kadar hem yerleşim yerlerinde hem de mezarlarda yayılım gösteren, dönemin tanımlayıcı buluntularındandır. Bu idoller, Anadolu’da Neolitik Çağ’dan itibaren görülen, özellikle kadın figürlerinin betimlendiği figürin geleneğinin bir devamı niteliğindedir. Genellikle mermerden üretilen bu nesnelerin, seramik ve kemikten yapılmış örnekleri de bulunmaktadır. Tavşanlı Höyük’te bugüne kadar üç adet mermer idol, iki adet de seramik idol açığa çıkarılmıştır. Kazının 2022 sezonunda, 9x9 m’lik tek bir açma içerisinde beş adet baykuş yüzlü idol bulunması, idollerin ne kadar yaygın kullanıldığını ve dönemin inanç dünyasında ne kadar önemli bir yer kapladığını gösterir niteliktedir.
Tavşanlı Höyük’te bulunan mermer ve tamamlanmış durumda olan iki idol, genellikle adak çukuru olarak tanımlanan alanlarda bulunmuştur. Bu durum, figürinlerin dinî işlevlerini destekler niteliktedir. Ayrıca burada ilginç olan başka bir durum, tamamlanmamış yani yarı mamul ürünlerdir. Çukurlarla aynı tabakada ama avlularda bulunan, biri mermer ikisi seramik bu yarı mamüller, üretimle ilgili ipuçları da verebilir. Tamamlanan idoller, muhtemelen şölen ya da törenlerde çukurlar içine gömülmekteydi. Burada tartışılması gereken diğer bir noktanın ise seramik örnekler olduğu düşünülmektedir. Her ne kadar bunu şimdiki bilgilerimizle yorumlamak kolay olmasa da seramiklerin ikincil kullanım olarak, mermerleri şekillendirmeden önce pratik yapmak ya da yapılması istenen şeklin bir prototipinin hazırlanması amacıyla üretildiği düşünülmektedir. Tavşanlı Höyük’ün ileriki yıllarda MÖ 3. binyıl tabakalarının daha geniş kazılması neticesinde bu konular hakkında yeni bilgiler vermesi beklenmektedir.

