Giriş
Tlos Antik Kenti’nde 2005 yılından itibaren sürdürülen kazı çalışmalarında meclis binası, yapı kompleksi, stadyum alanı, tiyatro, Kronos Tapınağı olmak üzere sakral ve profan işlevli birçok kamu yapısında “Geç Antik Çağ Unguentariumları” olarak adlandırılan fusi formlu şişecikler ele geçmiştir. Söz konusu yapıların büyük çoğunluğunun ilk inşa evresi Helenistik Dönem’e kadar inmesine rağmen korunan kalıntılar Roma Dönemi özellikleri gösterir. Akropolün güney yamacında yoğunlaşan Bizans Dönemi yerleşim alanı ve onu çevreleyen sur duvarları ile kentin kutsal alanında inşa edilen bazilika yapısı Geç Antik Çağ’dan Orta Bizans Dönemi’ne kadar uzanan yerleşim sürecinin mimari kalıntılarındandır. 2022 yılı kazı sezonunda Tlos tiyatrosunun sahne binasının batısındaki dolgu içerisinden kalabalık bir grup halinde ele geçen Geç Antik Çağ unguentarium parçaları arasında biri figürlü diğeri monogram baskılı iki mühür dikkat çekmiştir. Sola dönük elinde haç tutan melek figürünün betimlendiği mührün 2014 yılı Kronos Tapınağı kazılarında ele geçen unguentarium üzerinde de tespit edilmesi üzerine, her iki alanda ele geçen unguentariumlar birlikte değerlendirilmiştir. Unguentariumlar içerisindeki üretim atığı parçalardan bu kap grubunun kentin Erken Bizans Dönemi seramik endüstrisinin kollarından biri olduğu anlaşılmıştır ve Kronos Tapınağı’nın 2014 yılı kazılarında ele geçen bir adet ampulla kalıbı da makaleye dahil edilmiştir. Amaç her iki kap formu özelinde Hristiyanlık inancı çerçevesinde şekillenen seramik endüstrisinde Tlos Antik Kenti’ne özgü veya dönem akımına paralel unsurları tespit etmektir.
Unguentarium Formu
Helenistik Dönem’den Orta Bizans Dönemi’ne kadar kullanılan pişmiş toprak unguentariumlar iğ ve yuvarlak gövdeli olmak üzere iki ana form etrafında tipolojik gelişim gösterir[1] . Uzun kullanım süreci içerisinde kozmetik/ilaç saklama fonksiyonuyla kişisel kullanıma yönelik üretilen bu kaplar, Geç Antik Çağ’da “Hacı Şişeleri” işlevini de üstlenir ve bu süreçte liturjik kimliği daha ön plana çıkar. Helenistik Dönem’in sevilen iğ formunu esas alan ancak şişenin boyun ve kaide/taban kısımlarını farklı yorumlamayı ihmal etmeyen Geç Antik Çağ seramik ustaları, MS 5. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar kendi özgün tiplerini “din turizminin” de etkisiyle geniş bir alana yayarlar. İlk olarak J. Hayes tarafından pagan öncüllerinden ayrılan Geç Antik Çağ unguentariumları, minyatür matara formlu Geç Antik Çağ ampullalarıyla benzer işlevi nedeniyle “Hristiyanlık Dönemi Ampullaları” olarak adlandırılmış ancak bu öneri etimolojik kökeni tartışmalı olan unguentarium tanımlamasının önüne geçememiştir[2] .
Taban profiline göre sivri ve düz dipli olmak üzere iki ana gruba ayrılan Geç Antik Çağ Tlos unguentariumlarında iğ formlu gövdeden tek yivle silindir formlu ağıza geçilir. Boyun kısmına kadar korunan unguentariumlardan formun ortalama 18-30 cm arasında değişen yükseklikte olduğu anlaşılır (Kat. No. 30-31, Resim 10). Sivri dipli ayakla sonlanan örneklerde gövdenin altı kalın cidarlı iken düz tabanlı örneklerde cidar kalınlığı daha azdır. Her iki taban profilinde kabın iç kısmında belirgin yiv izleri gözlemlenir. Dış kısımlar genelde düz bırakılmış olup az sayıda da olsa bazı örneklere süs amaçlı yivler eklenmiştir. Dik ya da dışa açık ağız profili gövdenin alt kısmına tezat oluşturacak biçimde ince cidarlıdır.
Demre Aziz Nikolaos Kilisesi kazılarında ele geçen cam unguentariumlar, pişmiş toprak örneklerle eş zamanlı olarak farklı materyalden aynı işlevli kapların kullanıldığını kanıtlar[3] . MS 10. yüzyılın birinci yarısında aynı amaca yönelik cam kapların da kullanıldığını Konstantinopolis Patriği Theophylaktos’dan öğrenmekteyiz. Patrik, kabın formunu açıklamamakla birlikte Khalkedon’da başlayan ve tüm Konstantinopolis’e yayılan Azize Euphemia’nın ölüm yıldönümünde mezardan alınan kanın ziyaretçilere cam kaplar içerisinde dağıtıldığını belirtir[4] . İmparator I. Constantinus’un annesi Helena’nın Kudüs’ü ziyaret etmesiyle başlayan “hac” kavramı özellikle MS 5. ve 7. yüzyıllar arasında Akdeniz Havzası ve Anadolu topraklarına yayılır[5] . Bu tarihten sonra Arap akınlarının da etkisiyle özellikle kıyı bölgelerinde yaşanan huzursuzluğun hac ziyaretlerini olumsuz etkilemesi, unguentariumların MS 7. yüzyıldan sonra üretiminin sona ermesine ana neden olarak gösterilmiştir. Diğer yandan Myra Aziz Nikolaos Kilisesi’nde ele geçen ve yerel üretim olarak tanımlanan bulbous gövdeli unguentarium örneklerinin A. Çaylak Türker tarafından MS 7. yüzyıl sonrasına tarihlenmesi geleneğin form değiştirerek de olsa devam ettiğini gösterir[6] . Bu görüş MS 8. yüzyıldan itibaren canlılığını kaybeden aziz/azize kültlerinin Konstantinopolis’de Azize Euphemia ve Myra’da Aziz Nikolaos’la MS 10. yüzyıla kadar devam etmesiyle de desteklenir. Özetle kutsal topraklarda Arap akınlarıyla zorlaşan hac ziyaretleri batıda daha güvenli bölgelerde yapılabilmiş, ancak bu küçülme unguentarium ve ampulla gibi kapların seramik pazarındaki önemini kaybetmesine neden olmuştur. Kilise ve manastırlara ek olarak din şehitlerinin röliklerinin muhafaza edildiği martyriumlar[7] da beklenildiği üzere bu süreçten etkilenmiştir.
MS 5. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar kullanımı devam eden unguentariumların nerede üretildiklerine dair farklı görüşler de bulunmaktadır. Bu grubu ilk kez tanımlayan J. Hayes dini işlevlerini desteklercesine Filistin Bölgesi’ni üretim merkezi olarak önerirken[8] , son dönemde yapılan yapılan araştırmalar Anadolu’da da birçok kentte yerel üretim yapıldığını kanıtlamıştır[9] . Özellikle Ephesos[10], Hieropolis[11], Laodikeia[12], Nysa ad Maeandrum[13], Kibyra[14], Seleukeia Sidera[15] ve Psidia Antiokheia’sı[16] gibi Hristiyanlığın yayılım rotası üzerinde yer alan kentler bu bağlamda üretim merkezleri olarak öne çıkmıştır. Laodikeia’ya ek olarak Tripolis’de ele geçen Geç Antik Çağ unguentariumlarının hamur analizlerinin Başkarcı kil yataklarını işaret etmesi Lykos Vadisi’ndeki üretimi desteklemiştir[17]. Likya Bölgesi’nde ise bu unguentarium grubunun yalnızca Myra’da üretildiği belgelenmiştir[18]. Tlos Antik Kenti tiyatrosunda ele geçen üretim hatalı örneklerle birlikte Geç Antik Çağ unguentariumlarının Likya Bölgesi’ndeki üretim alanı genişler. Diğer yandan Patara’da ele geçen ve Eşen Tipi olarak tanımlanan uzun silindirik boyunlu, torba gövdeli ve alçak konik kaideli örnekler doğrultusunda Erken Roma Dönemi’ne kadar uzanan Likya’daki yerel unguentarium üretim sürecinin, Myra ve Tlos buluntularıyla Erken Bizans Dönemi’ne kadar devam ettiği anlaşılır[19]. Likya Bölgesi’nde üretim yeri henüz netleşmeyen diğer buluntu alanları ise Patara[20], Xanthos[21], Arykanda[22] ve Limyra’dır[23].
Tlos Antik Kenti’nde farklı alanlarda yürütülen kazılarda ele geçen unguentariumları Helenistik Dönem’den Bizans Dönemi’ne kadar uzanan geniş kronoloji tablosunda kesintisiz bir tipolojik gelişim içerisinde görmek mümkündür[24]. Geç Antik Çağ unguentariumları Helenistik ve Roma öncüllerinden farklı olarak genelde sivri dipli olup mühürlü ve mühürsüz olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Tiyatro kazılarında ele geçen mühürlü unguentariumlardan 126 adedi NK monogramlı, 19 adedi ise melek figürlüdür. Kataloğa ise 10 adet NK, yedi adet melek figürlü unguentarium dahil edilmiştir. Sahne binasının batısını kaplayan dolgu alan içerisinde üretim atığı unguentarium parçalarıyla birlikte ele geçen grup, mimari bir düzenlemeden bağımsız akıntı toprakla karışık halde bulunmuştur (Resim 1). Bu makalede form tekrarından kaçınmak için tiyatro kazılarında bulunan unguentariumlardan 22 adedi kataloğa alınmıştır. Kronos Tapınağı’nda yapılan kazılarda Helenistik Dönem ile Orta Bizans Dönemi arasına tarihlenen seramiklerle birlikte ele geçen unguentariumlardan ise dokuz tanesi kataloğa dahil edilmiştir (Resim 2). Böylece katalogda değerlendirilen toplam unguentarium sayısı 31’e ulaşmıştır. Mühürlü ve mühürsüz parçalar içerisinde hamur-astar yapısına bağlı olarak üç alt grup belirlenmiştir. Birincisi kırmızımsı sarı tonlarında (2,5 YR 6/6, 5 YR 5/6) yüksek ısıda fırınlandığı için sert dokulu, az gözenekli, çok az kireç katkılı, kırmızıdan kahverengiye (2.5 YR 4/6, 5 YR 5/4) değişen astar boya ile kaplı gruptur. İkinci grup örneklerinde hamur rengi devetüyünün farklı tonlarında (10 YR 6/4, 7/2, 8/3) olup astarı hamur renginin bir ton açığıdır. Üçüncü grupta ise fırınlamaya bağlı hamur-astar rengi ana tondan daha koyu olan unguentariumlar (Gley 1 4/1, 10 YR 4/1) yer alır.
Unguentariumların yüzeylerinde yer yer pürüzlü hamur dokusu, perdah izi ile astar boyaya daldırma esnasında oluşan parmak izleri görülür. Hamur ve astar renklerindeki farklılığın nedeni seramik fırınındaki ısının homojen olmamasıdır. Diğer yandan bazı unguentariumların hamur kesitlerinin gözeneksiz ya da az gözenekli oluşu ise kilin hazırlanış sürecindeki özenle alakalıdır. Bazı örneklerin dış yüzeyinde bitki kalıntıları, parmak izleri ve mühürler görülmektedir. Çarktan alınan unguentariumun kuruma aşamasında yüzeyine yapışan yapraklardan kalan izlere örnek olarak Kat. No. 4’teki unguentarium gösterilebilir (Resim 3). Damarlı yüzey ve sivri bitimli kenarlar Tlos Antik Kenti’nde bugün hala yaygın olarak yetişen kermes/piynar meşesi (Quercus Coccifera) ile benzerlik gösterir. Özensiz işçilik kabın gövdesinde parmak izi, yaprak izi ve pürüzlü yüzeye ek olarak Kat. No. 5’te açıkça görüldüğü üzere istemsiz yapılmış derin çukurlar şeklinde de kendini belli eder (Resim 5). Daha nitelikli işçilik gerektiren dekoratif yivler Geç Antik Çağ Tlos unguentariumlarında tercih edilmemiştir[25].
Unguentarium Mühürleri
Bu çalışmada değerlendirilen unguentariumlarda haç monogram, blok monogram, monogram ve figürlü olmak üzere dört farklı mühür örneği tespit edilmiştir. Haç monogram I. Justinus’un (MS 518-527)[26] imparatorluk sürecinde kullanılmaya başlarken bağımsız harflerin kare veya yuvarlak çerçeve oluşturacak biçimde tasarlanmasıyla oluşan blok monogramlar ise MS 5.-6. yüzyıldan itibaren görülür[27]. Blok monogramlar MS 7. yüzyıla, haç biçimli olanlar ise MS 9. yüzyıla kadar seramiklere ek olarak kurşun mühür[28] ve takılarda[29] içeriklerine göre aidiyet sembolü veya dinî amaçlı olarak kullanılmıştır.
Haç Monogram: Kronos Tapınağı kazılarında ele geçen unguentariumda E, A, Y, O harflerinden oluşan haç monogram görülür (Kat. No. 1, Resim 3). Benzer örnekler Perge[30], Saraçhane[31] ve Kibyra’da ele geçmiştir[32]. Sözkonusu monogram Εύλαλίου (Eulalios’un) olarak okunmaktadır.
Blok Monogram: Kronos Tapınağı’nda ele geçen unguentariumlarda 4 adet blok monogram baskısı gözlemlenmiştir (Kat. No. 2-5, Resim 3). Kat. No. 2’de X harfi ya da kelebek monogram altlığında O, P ve K harfleri bulunur. Benzerleri Myra[33] ve Side[34] kentlerinde de belgelenmiştir. Kat. No. 3’te merkezde büyük Π ve A, sağda P, solda K ve yukarıda Y-O harfleri okunur. Bu mührün benzeri Ephesos[35], Aphrodisias, Konstantinopolis[36] ve Odessos’ta[37] görülür. Kat. No. 4 bir önceki monogram örneğinde olduğu gibi çoklu harflerin stilize edilmiş biçimidir. Merkezde A solda K, üstte O ve solda B harfleri okunur. Seramiklerde veya kurşun mühürlerde bu monogramın benzerleriyle karşılaşılmamıştır. Kat. No. 5’te ise merkezde X ve E harfleri solda P ve Y ile sağda O harfleri okunur. Bu mührün de benzerine rastlanılmamıştır. Blok monogamlarda sayısal açıdan en yoğun grubu tiyatro kazılarında ele geçen 126 adet örnekle NK mührü oluşturur (Kat. No. 8-17, Resim 4-5, 11). Bizans Dönemi monogramları ve özel isimlerine yönelik kapsamlı bir sözlük çalışması hazırlayan R. Feind “NK” kısaltmasını Niketas, Nikephoros, Nikolaos, Nikastrates olarak okumuştur[38]. Tlos unguentarumları üzerindeki NK kısaltması için kabın liturjik fonksiyonu dikkate alındığında akla ilk olarak Aziz Nikolaos gelir. MS 6.-7. yüzyıl arasında önemli bir hac merkezi olan Myra’daki Aziz Nikolaos Kilisesi’ni ziyaret edenlerin yanlarında azizin röliği ile temas eden myr yağını pişmiş toprak veya cam şişelerde memleketlerine götürdükleri bilinmektedir[39]. Ancak kil analizleriyle Myra Bölgesi’nde üretildiği kesinleşen benzer formdaki unguentariumlarda “NK” mührü henüz tespit edilmemiştir. Bu aşamada Tlos Antik Kenti’nde üretildiği amorf parçalarla da kesinlik kazanan unguentariumları, Myra taklidi olarak nitelendirmek doğru bir değerlendirme olmayacaktır (Resim 5).
Monogram: Bu grupta iki örnek yer alır (Kat. No. 6-7, Resim 3). Kat. No. 6 kenarları I harfine benzer çizgiyle kapatılan X harfinden oluşur. Kelebek motifini andıran mührün sağında üst üste konumlanmış iki yatay çizgi bulunur. Bu monogram Geç Antik Çağ unguentariumlarının en yaygın mührü olup Tlos stadyum alanında da ele geçmiştir[40]. Bu monogramın benzerleri Saraçhane[41], Nicaea[42], Ephesos[43], Laodikeia[44], Hierapolis[45], Iassos[46], Kibyra[47], Myra[48] ve Perge’de[49] de bulunmuştur. Kat. No. 7 ise oldukça şematize edilmiş merkezde M harfine eklenen A ve Λ ile Μηχαλες (Meksales) olarak okunmuştur. Diğer örnek gibi yaygın olan bu monogram Ephesos[50], Laodikeia[51], Kibyra[52], Seleukeia Sidera[53] ve Perge[54] örnekleri içinde tespit edilmiştir.
Figürlü Mühürler: Bu grupta nokta bordür içerisinde sola dönük kanatlı melek figürü yer alır (Kat. No. 18-24, Resim 6-7). Başında geniş bir hale ile tasvir edilen figür, sağ elinde haç betimli asa tutarken detayların net görülemediği sol kol olasılıkla dirsekten bükülmüştür. Tiyatro kazılarında 19 adet, Kronos Tapınağı kazılarında ise bir adet olmak üzere toplam 20 parçayla örneklenen bu gruptan yedi unguentarium kataloğa dahil edilmiştir. Mührün benzeri Ephesos’da bulunmuş olup Melek/Thyke olarak tanımlanmıştır[55]. Buluntu yeri tam olarak bilinmeyen Ephesos unguentariumunun hamur rengi homojen olmayıp griden başlayarak açık kahveden kırmızımsı sarıya varan ton farklılığı gösterir. Tlos Antik Kenti’nde ele geçen örneklerin hamurunda ise bej tonlarından pembemsi griye varan renk skalası izlenir. Tlos örnekleri için genelleyebileceğimiz bir diğer özellik de hamurda olduğu gibi pişmeye bağlı olarak farklı tonlarda astar boya ile kaplanmış olmalarıdır. Bu işlem daldırma yöntemiyle gerçekleştiği için bazı unguentariumların yüzeyinde ustanın parmak izi görülür. Ephesos unguentariumu için ise astarsız olduğu bilgisi verilmiştir. Mühürleri karşılaştırdığımızda aşınmadan dolayı Ephesos örneğinde detayların izlenmemesi sıkıntı yaratmakla birlikte temelde sola dönük elinde haç betimli asa tutan kanatlı kadın figürünün betimlenmesi ortak özelliktir. S. Metaxs, mührün çiziminde figürün soluna iki harf yerleştirmiş ve ayrıca elinde bereket boynuzuna benzer bir objenin bulunduğunu da belirtmiştir. Elinde haç betimli asa tutan kanatlı kadın figürleri Victoria tanımlamasıyla Konstantinopolis darphanelerinde basılan Anastasius I (MS 491-518) soliduslarında görülür[56]. Antik dönem görsel anlatımlarında sikkeler ve mühürler arasındaki paralel betimleme geleneğinin Tlos unguentariumları için de geçerli olduğu kabul edildiğinde melek betimlemeli figürler MS 5. yüzyıl sonu 6. yüzyıl başlarına tarihlenebilir. Benzer tipolojide verilmiş bir başka figürlü mühür örneği British Müzesi’nden bilinmektedir[57]. Buluntu yeri bilinmeyen ve büyük olasılıkla yine bir unguentarium üzerinde bulunduğu tahmin edilen mühürdeki figürün yanında Tlos örneklerinden farklı olarak “MHXAHΛ (Mikael)” yazıtı bulunmaktadır. Böylece bu tür mühürlü unguentariumların Mikael kültü ile de bağlantılı olabileceği düşünülebilir[58]. Ancak Tlos örneklerinin ilişkilendirilebileceği bir kült kentte henüz tespit edilememiştir. Demre Aziz Nikolaos Kilisesi kazılarında ele geçen kucağında çocuk Hz. İsa ile tahta oturan Meryem’in betimlendiği unguentarium konu olarak “Theotokos Nikopoios” ikonografisiyle farklılık göstermesine karşın, Likya’daki seramik ustalarının MS 6.- 7. yüzyılda figürlü mühürlerde dönemin yaygın liturjik temalarını tercih ettiğini göstermesi açısından önemlidir[59]. Bu ikonografi Perge’de bulunan bir unguentarium mührü üzerinde melek olarak tanımlanan kanatlı figürün yanında oturan ve kucağında çocuk taşıyan başka bir kadın figürünün eklenmesiyle daha da zenginleştirilmiştir[60]. Diğer yandan Aziz Nikolaos Kilisesi’nin diriliş sahnesinde kanatlı melek figürlerinin tasviri[61] bu resmin Likya Bölgesi’nin Erken Hristiyanlık Sanatı’nda sevilerek kullanıldığına da işaret etmektedir.
Tripolis Antik Kenti’nde ele geçen figürlü mühür örneğinde ise Kibyra’da[62] olduğu gibi başında hale, elinde haç bulunan figür etrafındaki yazı nedeniyle Aziz Philip olarak tanımlanmıştır. Tripolis’de Aziz Philippus mühürlü unguentariumların varlığı Hieropolis Antik Kenti’nde aynı azize ait martyrion dikkate alındığında şaşırtıcı değildir[63]. Meryem ve Hz. İsa, aziz ve melek betimlemelerine ek olarak aslan ve farklı hayvanların birleşiminden oluşan karışık yaratıklar da figürlü unguentarium mühürleri arasında yer alır[64].
Unguentariumlarda iki tip ağız profili dikkat çeker. Şimdilik tek örnekle bilinen Kat. No. 25’te dışa açılan konik ağızda dudak aşağıya doğru daraltılmıştır. Böylece içindeki kıymetli sıvının daha kontrollü akması sağlanmıştır (Kat. No. 25, Resim 8)[65]. Yuvarlak kesitli, hafif dışa açılan dudak profili grup içerisinde çok yaygındır (Kat. No. 26-29, Resim 9). Bu ağız profilleri mühürlü ve mühürsüz unguentariumlarda kullanılmış olmalıdır (Kat. No. 30-31, Resim 10).
Ampulla Kalıbı
Ampulla, içerisine parfüm ve yağ gibi değerli/pahalı sıvıların konulduğu matara formuna benzeyen kozmetik kabıdır. Roma Dönemi’nde kullanılmaya başlayan bu kap formunun pişmiş toprak, metal, cam ve deriden yapılan küçük boyutlu örneklerine ek olarak pahalı şarapların tadımlık miktarda konulabileceği daha büyük ölçekli olanları da bilinmektedir[66]. Geç Antik Çağ unguentariumları gibi ampullalar da ziyaretçilerin hac merkezlerinden aldıkları sağaltıcı veya koruyucu gücü olduğuna inanılan yağ, su veya toprağın taşınmasında kullanılmıştır[67]. Bu yağların papirüslere sürülerek yatalak hastalar veya hac ziyaretine gidemeyen kadınlar tarafından şifa amaçlı kullanıldığı bilinmektedir[68]. Ampullaların yapıldığı kilin niteliğinin şişenin içindeki sıvının sağaltıcı gücünü nasıl etkilediğine, Mucize Dağ’ında bulunan Genç Simeon Manastırı’nda azizin yaşadığı sütunun etrafından alınan kilden yapıldığına inanılan ampullaların içindeki suyun iyileştirici etkisine dair anlatılan rivayetler iyi bir örnektir[69]. Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği gerçek haçla temas eden yağların kötü ruhları etkisiz kıldığı inancına dair anlatımlar ise kap içerisinde taşınan yağa yüklenen apotropeik güce örnek olarak gösterilebilir[70]. Dönemin ruhban sınıfı tarafından da kabul gören bu inanışlar doğrultusunda bazı seramik atölyelerinde pazarlama metodu olarak ampullaların içindeki tılsımlı sıvıya dair bilgilerin kabın üzerine yazıldığı da görülür[71]. Ampullalar üzerindeki kabartmalarda kabın liturjik işlevine uygun olarak kutsal karakterler (Hz. İsa, Meryem, havariler, aziz/azizeler, İncil yazarları), semboller (haç, istiridye, altar), kutsal mekanlar (Kudüs Kutsal Mezar Kilisesi) veya olaylar (Beytüllahim’e yolculuk) betimlenmiştir[72].
2014 yılı kazı sezonunda Kronos Tapınağı’nın podyumunu kaplayan karışık stratigrafiye sahip dolguda yarıya yakın kısmı kırık bir ampulla kalıbı ele geçmiştir (Kat. No. 32, Resim 14). Kalıp üzerinde dairesel planlı bezeme şemasının merkezinde, ayakta duran elinde Latin Haçı betimli asa tutan erkek figürü bulunur. Uzun bir tunika giyen figür sağ eliyle asayı tutarken sol kol dirsekten bükülü şekilde pelerininin (chylamis) altında verilmiştir. Figürün solunda yatay olarak ϴEΩI yazısı, haçın önünde ise “P” harfi bulunur. Tanrı anlamına gelen kelime ve Hristiyanlığın simgelerinden X ve P harflerinden birinin okunması merkezdeki figürü Hz. İsa olarak tanımlamayı mümkün kılar. Merkezdeki Hz. İsa figürünün etrafı cepheden betimlenmiş toplam 12 erkek figürüyle çevrelenmiştir. Hz. İsa resmi ile birebir aynı giysiler içinde verilen bu 12 figür de sağ ellerinde haç betimli asa taşımaktadır. Bütün olarak korunan üç figürün profilden betimlenen ayakları sahneyi sınırlandıran çizginin içinde kalmıştır. Böylece her bir figürün asasının altında ikili Yunanca harf gruplarının eklenmesi için alan bırakılmıştır. Baskı kalitesi kötü olan yazılarda M? N?, ΦI, CI harfleri okunmaktadır. Söz konusu harf gruplarının Hz. İsa’nın 12 havarisini simgeleyen erkek figürlerin isimlerinin kısaltması olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda M? (Mattheus), N? (Andreas), ΦI (Philippus) ve son olarak CI (Simon) şeklinde okunmaktadır.
Kronos Tapınağı kazılarında ele geçen ve şimdiye kadar kentteki tek ampulla kalıbı olma özelliği taşıyan bu örnekten üretilmiş ampullalar Tlos’da ele geçmemiştir. Ampullalar Tlos seramik tipolojisi içerisinde en az bilinen formlardan biridir. Buluntu yoğunluğundan da anlaşıldığı üzere Erken Bizans Dönemi’nde benzer işlev için daha çok unguentariumlar tercih edilmiştir. Likya Bölgesi’nin önemli hac merkezi olan Myra Aziz Nikolaos kültünün yağ kaplarının değerlendirildiği çalışmada[73] sadece unguentarium formundaki kapların ele alınması; kentte varlığı bilinen çok az sayıdaki ampullalara değinilmemesi bu formun unguentariumların gölgesinde kaldığını düşündürür.
Diğer yandan Anadolu’nun batısı ve güneyinde özellikle Suriye’ye yakın yerleşim alanlarında farklı tipolojide ve ikonografide çok sayıda ampulla örneği ele geçmiştir. Dinî semboller veya figürlü anlatımlarla süslendiği için Erken Hristiyanlık sürecine dair önemli bilgiler veren bu objeler 18. yüzyılda başlayan uzun araştırmalar neticesinde Menas Tipi, Anadolu Tipi ve Monza Tipi olmak üzere üç temel form grubuna ayrılmıştır. Abu Neba’da Aziz Menas kültünde kullanılan yuvarlak basık gövdeli, uzun boyunlu, ağzın altında başlayan ve omuzda sonlanan yüksek kulplu Menas ampullaları, özgün formlarına ek olarak bölgesel ikonografisiyle de tanınırlar[74]. Bunların ele geçtiği diğer merkezler arasında Rhodos[75], Laodikeia[76], Knidos[77], Andriake[78], Yumuktepe[79] gibi kazı alanları ve Troya Müzesi[80] gibi koleksiyonlar da sayılabilir.
Anadolu’da en yaygın ampulla tipi ise oval gövdeli, kısa boyunlu, dik dudaklı, omuzunda askı delikleri olan “Anadolu Tipi” ampullalardır. Bu ampullaların dağılım alanları Rhodos[81], Smyrna[82], Ephesos[83], Sardeis[84], Aphrodisias[85], Thyateira[86], Alabanda[87], Hieropolis[88], Laodikeia[89], Knidos[90], Kibyra[91], Myra[92], Perge[93] ve Antiocheia[94] bölgeleridir. Bunlara ek olarak Didyma, Phokaia ve Samos’da da Anadolu tipinde ampulla örnekleri ele geçmiştir[95].
İsmini İtalya’da Monza Katedrali’ndeki örneklerden alan ve kurşun-gümüş alaşımından yapılan Monza ampullaları ise dairesel gövdesi ve uzun boynuyla daha çok Menas tipine benzemekle birlikte, küçük halka kulp düzenlemesiyle özgündür[96].
Tlos Antik Kenti’nde ele geçen kalıp ise dairesel gövde profili ve buna uygun bezeme şablonuyla daha çok Menas ve Monza Ampullası formlarına yakındır. Birden fazla figürün işlenmesine elverişli disk biçimli gövde üzerinde, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi, göğe yükselmesi, kutsal mezar önünde kadın, havariler ve azizler görülür[97]. Özellikle Monza ampullalarında kalabalık figürlerin yer aldığı ana sahne, Yunanca yazıtlarla ya da havari büstleriyle sınırlanır. Milano’dan üç Monza ampullasında kemer içindeki haç sembolü havari büstleriyle çevrelenmiştir[98]. Birbirine yakın yüz hatlarına sahip havarileri yazı olmadığı için kimliklendirmek mümkün değilken, aynı friz içine eklenen Hz. İsa ise haç ile vurgulanan merkezi konumuna ek olarak ortadan ikiye ayrılan uzun saçlarından taşan halesiyle havarilerden ayrılır. Diğer yandan Tlos ampulla kalıbı Hz. İsa olarak tanımladığımız merkezdeki figürün onu çevreleyen 12 figürle birebir aynı betimlenmesiyle Milano ampullalarından farklıdır. Tlos örneğinde daha çok mozaik sanatında uygulanan etrafı ikincil figürler tarafından çevrelenen merkezi figürlü tasarım tercih edilmiştir. Ravenna’daki Neon Vaftizhanesi’nin kubbe mozaiğinde, merkezde vaftiz edilen Hz. İsa ve onun etrafındaki 12 havari betimlemesi Tlos ampulla kalıbındaki bezeme şemasına en yakın örnektir[99]. Ancak Ravenna örneği merkezde Hz. İsa’nın vaftiz edilme sahnesinin verilmesiyle Tlos ampulla kalıbından ayrılır. Özgün tasarımıyla dikkat çeken bir diğer Likya Bölgesi ampullası ise bu kez Myra’da ele geçmiştir. Kahinlerin Hz. İsa’ya hediyeler getirmesini konu alan ampulla yuvarlak gövde profili nedeniyle Menas grubuna dahil edilmiştir[100].
Katır üzerinde Hz. İsa’nın Kudüs’e giriş anının anlatıldığı kabartma ile süslenen Olympos ampullası Anadolu grubuna ait formu ve tek kişiden oluşan bezeme şemasıyla Tlos örneğinden tamamen farklıdır[101]. Her iki ampulla örneği arasındaki tek ortak nokta ise Hz. İsa’nın ana figür olarak tercih edilmesidir. Ampullanın arka yüzünde şeytanı simgeleyen yılana basan asker aziz şablonu yer almaktadır. Bu ikonografiler kabın içindeki sıvının kutsallığını ve kötülüklerden koruyucu gücünü açıkça ifade eden anlatımlardır.
Özgün ikonografisiyle dikkat çeken Tlos ampulla kalıbı Kronos Tapınağı’nın pronaosa çıkan basamaklarını kapatan dolguda Helenistik Dönem’den Erken Bizans Dönemi’ne kadar uzanan karışık kontekstle birlikte ele geçmiştir. İlk yapım evresi MÖ 1. yüzyıl sonlarına uzanan, MS 2. yüzyılda ise büyük bir onarım geçiren tapınak podyumunda az bir kısmı korunan freskodan da anlaşıldığı üzere Erken Bizans Dönemi sonuna kadar da entablatür kısmına kadar ayakta kalmıştır[102]. Kalıbın ele geçtiği basamakların doğusuna eklenen künk döşemi ile batısındaki fırın son kullanım evrelerine ait mimari kalıntılardır. Kazı çalışmaları esnasında, literatürde MS 5.-7. yüzyıl arasına tarihlenen bu kap formunun daha dar bir zaman dilimine tarihlenmesine olanak sağlayacak verilere ulaşılamamıştır. Kesin olan husus kalıbın MS 9.-10. yüzyıl arasında Kronos Tapınağı’nın doğu podyumuna eklenen freskoyla belgelenen Erken Bizans Dönemi kullanım evresinin sona erip podyum seviyesine kadar tesviye edildiği süreçte taşınan dolgu ile geldiğidir. Açıklık kazandırılması gereken bir diğer nokta ise “Hacı Şişesi” olarak kullanılan ampulla formunun Tlos Antik Kenti’nde üretilmesinin gerisinde yatan faktörlerin ne olduğudur. Akropolün güney yamacında kurulan Bizans yerleşim alanı ve onu çevreleyen sur sisteminin dışında kalan Tlos Kent Bazilikası’nın Orta Bizans Dönemi’ne kadar aktif olarak kullanılması kentte bu süreçte istikrarın sağlandığının kanıtıdır. Yukarıda detaylıca ele aldığımız ve MS 5.-7. yüzyıl arasına tarihlenen unguentarium örnekleri içerisinde Tlos üretimi olan melek figürlü ve NK betimli gruplar ile ampulla kalıbının varlığı, Hristiyan inancında bu dönemlerde giderek önem kazanan “Hac” kavramına bağlı kent ekonomisinin üretime paralel olarak güçlendiğini gösterir. Arap akınlarının neden olduğu güvenlik zafiyetleri neticesinde kıyı bölgelerdeki kentler terk edilme noktasına gelirken dağlık topografyanın da sağladığı avantajla korunaklı Tlos Antik Kenti’nde nüfusun artması[103] bu görüşü destekler.
Genel Değerlendirme ve Sonuç
Bu makalede 22 adedi tiyatro, 9 adedi Kronos Tapınağı’ndan olmak üzere toplam 31 adet unguentarium ile Kronos Tapınağı kazılarında ele geçen bir adet ampulla kalıbı değerlendirilmiştir. 2022 yılında tiyatronun sahne binasının batısında kataloğa dahil edilen unguentariumlardan çok daha fazla sayıda örnekle karşılaşılmasına rağmen form tekrarı yapmamak adına benzer profildeki parçalar mühür, hamur ve astar yapılarındaki farklılıklara göre elenmiştir. Katalogdaki unguentariumlardan 17 tanesi monogram mühürlü, yedi tanesi ise figürlü mühre sahiptir. Monogramlar kendi içinde haç ve blok olmak üzere iki gruba ayrılır. Figürlü mühürlerin hepsi sola dönük, elinde haç betimli asa tutan melek betimlemesinden oluşur.
Tlos Antik Kenti’nde 2022 yılı öncesi kazılarında karışık kontekst içerisinde dağınık şekilde ele geçen bu kap formu 2022 yılında tiyatronun sahne binasının güneybatı köşesini kaplayan dolgu toprak içerisinde seramik atığı görüntüsünde, kalabalık bir buluntu yığını halinde bulunmuştur. Kırmızı astar boyalı örneklerin de aralarında bulunduğu grup içerisinde melek figürlü ve “NK” monogramlı iki tipin çok sayıda örnekle tekrar etmesi, ayrıca her iki grubun beraberinde üretim hatalı parçalarla birlikte bulunması kil analizi olmaksızın yerel üretimin varlığına dair bir ön değerlendirme yapmamızı mümkün kılar (Resim 12-13). Bunlara ek olarak Kronos Tapınağı kazılarında ele geçen ampulla kalıbı MS 5.-7. yüzyıllar arasında kentte erken dönemlerden itibaren varlığı bilinen seramik endüstrisinin Bizans Dönemi’nde de devam ettiğini gösterir. Literatürde “Hacı Şişeleri” olarak tanımlanan her iki kap formunun liturjik işlevleri kişisel kullanım amaçlarının önüne geçer, öyle ki unguentariumlarda kaide kısmına eklenen mühürlerle ampullalarda ise gövde süslemeleriyle taşıdıkları nesnenin önemi vurgulanır. Hacı şişesi olarak tanımlanan ampulla formuna ait kalıbın varlığı Tlos Antik Kenti özelinde Likya Bölgesi’nde Hristiyanlık inancının kabul ve organizasyon süreci hakkında da bilgi verir. Hristiyan nüfusun bölgede MS 4. yüzyıl başlarında organize olduğu İmparator Diocletianus Dönemi (MS 284- 305) zulmünde şehit olan ve böylece martyr sıfatı kazanan Olympos piskoposu Methodios’dan bilinmektedir[104]. Helenistik Dönem’den itibaren Yahudi cemaatlerinin Likya’daki varlığı -Hristiyanlığın bu bölgede, liman kentlerinde olduğu gibi kırsal ve iç kesimler de dahil olmak üzere, erken bir tarihte kök salmasına yardımcı olan bir faktör olduğundan- iç kesimlerde de Hristiyanlığın bu tarihten önce kabul gördüğü kanıtlanmıştır[105].
Roma İmparatoru I. Constantinus Dönemi’nde (MS 306-337) başlayan hac ziyaretleri MS 3. yüzyılda kötüleşen ekonomiyi az da olsa canlandırmıştır. Likya’nın özellikle liman kentleri hac ziyaret rotasının üzerinde yer almalarının sağladığı avantajla bu süreçten olumlu yönde etkilenmiş, az sayıdaki martyrleri ile de ayrı bir önem kazanmışlardır. Patara, Myra ve Olympos kentleri azizleriyle Hristiyan dünyasında tanınır olmuşlardır[106]. Myra dinî önemini martyr olmayan Aziz Nikolaos ile MS 3. ve 4. yüzyılda arttırarak sürdürmüştür. Aziz Nikolaos, MS 270 yılında Patara’da dünyaya gelir ve MS 343 yılında bölgenin eyalet başkenti statüsüne erişen Myra’da ölür. Myra’da bulunan kilisenin MS 529 depremi sonrasında azizin adına yapıldığı belirtilmekle birlikte kazı çalışmalarında elde edilen bulgularla en erken evrenin MS 4.-5. yüzyıla kadar indiği belgelenmiştir[107]. MS 4. yüzyılda artan Hristiyan nüfusa karşı Arykanda kentinin yazdığı şikâyet mektubundan bölgedeki dinî dengenin pagan aleyhine değiştiği anlaşılır[108]. Hatta Istlada’daki kilise, MS 6. yüzyıldan itibaren piskoposluk merkezleri dışında kırsal teritoryumda da bazilikal plan sergileyecek kadar dinî yapılaşmaya gidildiğinin altını çizer[109].
Tlos Kent Bazilikası’nın ilk inşa evresinin MS 4. yüzyılın ikinci yarısına kadar indiğinin belgelenmesi Likya Bölgesi’nin inanç dengesinin Hristiyan halkın lehine değiştiğini doğrular[110]. Yazılı kaynaklara göre MS 451’de düzenlenen Chalkedon konsil toplantısında Tlos Antik Kenti’ni piskopos Andreas temsil etmiş ve Myra Metropolitliği ile ortak hareket etmiştir[111]. Diğer yandan kent merkezinde akropolün kuzey yamacında yayılım gösteren Bizans yerleşim alanına ek olarak dağlık Likya’yı sahil şeridine bağlayan yol güzergahlarını içeren territoryumda belgelenen Bizans Dönemi’ne ait kültür kalıntıları mevcut rotanın ticarete ek olarak hac trafiğinde de aktif olduğunu düşündürür[112].
Tüm bu tarihi verilerin paralelliğinde, makale kapsamında incelenen gerek melek figürlü gerekse NK monogram mühürlü unguentariumlar ile ampulla kalıbından, Erken Bizans Dönemi’nde aziz/azizelerin sağaltıcı ve apotropeik güçlerini barındıran kutsal yağ/su vb. nesnelerin taşındığı bu kapların Tlos Antik Kenti’nin atölyelerinde üretildiği de belgelenmiştir.
KATALOG
Kat. No. 1: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 1.3 cm Yük.: 11.5 cm; Hamur Rengi: 5 YR 5/6 (Yellowish Red) Astar Rengi: 5 YR 5/4 (Reddish Brown).
Kat. No. 2: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 1.6 cm Yük.: 10.2 cm; Hamur Rengi: 5 YR 4/1 (Dark Gray) Dış Astar Rengi: 5 YR 6/4 (Light Reddish Brown) İç Astar Rengi: 10 R 6/8 (Light Red).
Kat. No. 3: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 1.2 cm Yük.: 6.5 cm; Hamur Rengi: Gley1 4/1 (Dark Gray) Dış Astar Rengi: Gley1 4/1 (Dark Gray) İç Astar Rengi: 2.5 YR 5/6 (Red).
Kat. No. 4: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 1.6 cm Yük.: 9.6 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 7/6 (Light Red).
Kat. No. 5: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 1.4 cm Yük.: 8.3 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/8 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 5 YR 7/6 (Reddish Yellow).
Kat. No. 6: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 1.4 cm Yük.: 10.9 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 7/8 (Light Red) Astar Rengi: 5 YR 2/1 (Black).
Kat. No. 7: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 1.1 cm Yük.: 11.7 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 6/8 (Light Red) Astar Rengi: 5 YR 6/4 (Light Reddish Brown).
Kat. No. 8: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.2 cm Yük.: 6.4 cm; Hamur Rengi: 10 YR 6/4 (Light Yellowish Brown) Astar Rengi: 10 YR 2/1 (Black).
Kat. No. 9: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.4 cm Yük.: 7.3 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/8 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 2 YR 4/2 (Weak Red).
Kat. No. 10: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.5 cm Yük.: 9.6 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 6/4 (Light Yellowish Brown) Astar Rengi: 2.5 YR 3/2 (Dusky Red).
Kat. No. 11: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.3 cm Yük.: 8 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/6 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 2.5 YR 3/3 (Dark Reddish Brown).
Kat. No. 12: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.9 cm Yük.: 9.7 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 8/3 (Pale Yellow) Astar Rengi: 2.5 YR 4/3 (Reddish Brown).
Kat. No. 13: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.3 cm Yük.: 7.4 cm; Hamur Rengi: 10 YR 6/4 (Light Yellowish Brown) Astar Rengi: 2.5 YR 4/4 (Reddish Brown).
Kat. No. 14: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1 cm Yük.: 10.4 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 5/6 (Red) Astar Rengi: 5 YR 2.5/1 (Black).
Kat. No. 15: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1 cm Yük.: 5.6 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 6/8 (Light Red) Astar Rengi: 10 R 5/8 (Red).
Kat. No. 16: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.2 cm Yük.: 5.3 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 6/6 (Light Red) Astar Rengi: 2.5 YR 4/6 (Red).
Kat. No. 17: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.2 cm Yük.: 13.7 cm; Hamur Rengi: 2.5 YR 8/3 (Pale Yellow).
Kat. No. 18: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 12 cm Yük.: 34 cm; Hamur Rengi: 7.5 YR 7/2 (Pinkish Gray) Astar Rengi: 5 YR 4/3 (Reddish Brown).
Kat. No. 19: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 13 cm Yük.: 62 cm; Hamur Rengi: 10 YR 8/3 (Very Pale Brown) Astar Rengi: 5 YR 3/1 (Very Dark Gray).
Kat. No. 20: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 14 cm Yük.: 53 cm; Hamur Rengi: 10 YR 7/2 (Light Gray) Astar Rengi: 10 YR 5/1 (Gray).
Kat. No. 21: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: .2 cm Yük.: 9 cm; Hamur Rengi: 5 YR 6/2 (Pinkish Gray) Astar Rengi: 5 YR 5/2 (Reddish Gray).
Kat. No. 22: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 13 cm Yük.: 11.2 cm; Hamur Rengi: 10 YR 7/2 (Light Gray) Astar Rengi: 5 YR 4/2 (Dark Reddish Gray).
Kat. No. 23: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 14 cm Yük.: 6.2 cm Hamur Rengi: 5 YR 8/4 (Pink) Astar Rengi: 2.5 YR 4/1 (Dark Reddish Gray).
Kat. No. 24: Unguentarium, Kronos Tapınağı; K.Ç.: 07 cm Yük.: 7.9 cm; Hamur Rengi: 2.5 Y 5/1 (Gray) Astar Rengi: 2.5 Y 6/4 (Light Yellowish Brown).
Kat. No. 25: Unguentarium, Kronos Tapınağı; A.Ç.:? cm Yük.: 6.9 cm; Hamur Rengi: 10 YR 4/1 (Dark Gray) Astar Rengi: 10 YR 5/1 (Gray).
Kat. No. 26: Unguentarium, Tiyatro; A.Ç.: 2.6 cm Yük.: 5.9 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/6 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 2.5 YR 4/8 (Red).
Kat. No. 27: Unguentarium, Tiyatro; A.Ç.: 2.6 cm Yük.: 6.8 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/6 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 2.5 YR 4/4 (Reddish Brown).
Kat. No. 28: Unguentarium, Tiyatro; A.Ç.: 2.3 cm Yük.: 7.3 cm; Hamur Rengi: 10 YR 8/2 (Very Pale Brown) Astar Rengi: 5 YR 4/1 (Dark Gray).
Kat. No. 29: Unguentarium, Tiyatro; A.Ç.: 3 cm Yük.: 6.6 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/6 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 2.5 YR 3/2 (Dusky Red).
Kat. No. 30: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 1.6 cm Yük.: 12 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/8 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 10 R 3/2 (Dusky Red).
Kat. No. 31: Unguentarium, Tiyatro; K.Ç.: 2 cm Yük.: 16 cm; Hamur Rengi: 5 YR 7/8 (Reddish Yellow) Astar Rengi: 10 R 3/2 (Dusky Red).
Kat. No. 32: Ampulla Kalıbı, Kronos Tapınağı; Genişlik: 9.7; Hamur Rengi: 2.5 YR 7.6 (Light Red).
EKLER

